World News

KAYSERİ BU OYUNA GELMEZ!

KAYSERİ BU OYUNA GELMEZ!

Kayseri’de Suriyeli birinin Suriyeli çocuğa istismar iddiaları bir anda infiale sebep oldu haklı olarak. Lakin bu gibi olaylarda akbaba misali bazı mihrakların  bunu farklı mecralara çekme, Türkiye’yi sıkıntıya sokma gibi ustalıkları var ve bir ölçüde hedeflerine ulaştılar; yakıldı yıkıldı sokaklar. İnsanlar mağdur edildi.  Başka illerde de eylemler başladı. Suriye’de bayrağımıza çirkin saldırı yapıldı.

 İşin garip tarafı; cinsel istismarı protesto etmek için insanları örgütleyen, sokakları yakıp yıkan provokatörlerin   cinsel istismar,

göçmen kaçakçılığı, yaralama, uyuşturucu, yağma, hırsızlık, mala zarar verme,  dolandırıcılık, parada sahtecilik, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma gibi onlarca suç dosyası mevcut. 

  “Yok, efendim ben türküm her işi yapmaya her haltı işlemeye hakkım var ama başkaları yapamaz, hale hele Suriyeli ise hiç yapamaz” demeye mi getirdiler ne?

   Suç, kim yaparsa suçtur. Suç şahsidir. Birinin işlediği suçun cezasını başkasına kesmek ne insanlıkla bağdaşır; ne kanuna ne de nizama uyar.

  Bir yangın var belli. Samanlıkta bir balya saman tutuştu diye bütün samanlığı ateşe vermek akıl işi değil.

 Kendi evinizi dövüş ve kavgaların sahnesi hâline getirmek, kaos ve fitne ateşini körüklemek olsa olsa hainlikle izah edilebilir. Böyle bir davranış, kanları deli deli akan gençlerin geçici heyecanını tatmin etmekten başka işe yaramaz.  

  Tekbir getirerek dükkânları ateşe verenlerin ruh hallerini anlamak da mümkün değil. "En Büyük " diye haykırılan Allah, kimseye zarar verme, kul halkına girme fitne çıkarma, bir canı incitme, diyor.  Yok, efendim ben işin o tarafıyla değil slogan tarafıyla ilgilenmiyorum  diyorsanız ona da diyecek bir şeyim yok. Siz hainlerin tuzağına çoktan düşmüşsünüz demektir.

   Suriyeli çocukların Kur'an öğrenimi gördükleri yere baskın yapıp orayı da tekbirler eşliğinde mi tahrip edip mukaddes kitabımız kuranı kerimi ortalığa serptiler bilemiyorum. Lakin düşündükçe etlerim diken diken oluyor.

  Suriyeli  kiracısına bir an önce evimden çık yoksa evimi yakacaklar diyen ev sahibinin çözüm arayışı bununla beraber Suriyeli aileyi provokatörlerin ortasına atmayı göze alması işlerin ne kadar çıkılmaz hale getirildiğini gözler önüne seriyor.  

   O gün fırınlarda ekmek kalmamıştı. Çocuklarını veya başkalarını gönderip günlerce yetecek ekmek aldırıp içeri kapanan, akşamleyin kimse görmesin diye ışıklarını söndüren Suriyeliler vardı.  

 

   Evlerinin önüne ailece çıkıp olayları izlemek için konumlanan insanlara şehit oldum.  Sanki film izlemek için tribünde yerlerini almış gibiydiler.  En azından bana öyle geldi.

  Evet, doğrudur film olduğu. Lakin bu film bizim filmimiz değil. Bu,  senaryosunu dış güçlerinin yazdığı bir film. Ülkeyi kaosa, kargaşayı sürüklemek isteyenlerin, fitne tohumlarının atıp Türkiye'yi zor durumda bırakmak isteyenlerin yazdığı film. 

   Bu filmi Suriye'de, Irakta, Afganistan'da, Libya'da hâli hazırda hala kanla gözyaşıyla oynanan Gazze'de gördük, görüyoruz. Filmin neticesi çok belli…  Dış güçlerin ABD ve Siyonistlerin Zaferle bitirdiği, maşa olanların, vatanın sahibi olanların mağdur ve mazlum durumuna düştükleri vatanlarından oldukları film.

   Yürüyüş yapanlar çocuk denecek yaşlardaydılar.  Maç izlemeye, eğlenmeye gider gibi eylem yapmaya, kırmaya dökmeye gidiyorlardı. Bu oyunu bilgisayarda oynadıkları oyuna benzettikleri her hallerinden belliydi. Bunlar bizim çocuklarımız. Onları büyükler olarak uyarmalıyız. İşin ciddi sonuçları olabileceğini hatırlatmalıyız.  

   İşlenen suçun cezasını toplumların vermeye kalkarsa orada devlet otoritesi den söz etmek mümkün olmaz.  Devlet otoritesinin olmadığı, hukukun tanınmadığı bir yerde güven içerisinde yaşamak mümkün değildir. 

  En kötü devlet devletsizlikten daha iyidir.Unutmamalı!

  Nereden geldikleri meçhul olan bir iki grup otobüslerle mahalleye geliyor her tarafta dağılıyor. Sırayla sokak sokak geziyorlar. Bir kişi işaret ediyor şurası Suriyelilerin işlettiği dükkân. Arkadaki grup gelip orayı kırıp döküyor, yakıp yıkıyor. 

  Bu sefer bu kişi yakıp yıksınlar diye Türk olan birisinin dükkânını da gösteriyor. Oraya da hücum ediyorlar  Neyse ki önleniyor. Plakası takılı olmayan bir Türk'ün otomobilini de hurdaya çeviriyorlar Suriyelinin diye.  Niye bunları örnek veriyorum. Değindiğim gibi kurt dumanlı havadan hoşlanır. Karanlık ve kargaşayı karanlık odaklar sever. Ortalık karışınca herkes kendi hesabını uygulamaya çalışır. Kazanan vatan düşmanları olur.

  Ok yaydan çıkınca bir daha geri dönmez. Yangın kontrolden çıkarsa bizi de, evimizi de, üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanımızı da yakar.

   Kayserili hayırseverdir, vatanına, bayrağına bağlıdır; uyanıktır, kolay kolay tuzağa düşmez.

   Evet, ortada bir mülteci sorunu var bunu biliyor ve şahit oluyoruz. Kalkması gerek cenaze bizim cenazemiz. Bunu yakmak, yıkmak yerine usulünce kaldırmak gerek. Bunu kaldıracak, bu işi halledecek olan da, işlenen  suçun cezasını verecek olan da devletimizdir. Bize düşen kanunlara uymak, devletimizin yanında olmak, kimsenin emellerine alet olmamaktır.

Читайте на 123ru.net