Paris’teki kıyafet rezaletinin sorumlusu kim?

Türkiye'nin Paris 2024 Yaz Olimpiyatları'na gönderdiği sporcuların açılışta giydiği kıyafetler hala gündemde. Ünlü giyim markası Vakko’nun tasarladığı ve sosyal medyada pijamaya benzetilen mavi-beyaz hatlı kıyafetler için Vakko firması ‘barışı çağrıştırıyor’ açıklamasını yapmıştı. Vakko’nun Musevi Vitali Hakko tarafından kurulması ve Türk sporcuların giydiği mavi renkli kıyafetlerdeki çizgilerin İsrail bayrağını çağrıştırması, sosyal medyadaki çok kişi tarafından, Hakko ailesinin İsrail'e bir göndermesi olarak yorumlandı.

Bu tasarımla siparişi kim verdi?

Türk kültürü ve bize has değerimizden izler taşımayan, kimliksiz Olimpiyat kıyafetlerinin tasarım süreci ve onay veren yetkililer adeta sır gibi saklanıyor. Günler geçmesine rağmen ne Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan ne de Milli Olimpiyat Komitesi’nden herhangi bir açıklama yapılmadı. Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Nazlı Boyner ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Olimpiyatlardaki milli kıyafetleri beğenmeyenlerin, sorumluluğu Vakko’ya çıkarmaları çok anlamsız ve yanlış. Sipariş ve brief (tasarım bilgisini) veren kim?" diye sorarak sorumluların yanlış yerde arandığına dikkat çekti.

Bakanlık ve Komite işbirliği

Kıyafetlerin tasarımının Vakko’ya Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından verildiği, firmanın süreç boyunca Gençlik ve Spor Bakanlığı ile iş birliği içerisinde olduğu biliniyor. Sporcular giyene kadar bu kıyafetlerin tasarımının hem komitenin onayından hem de Bakanlık yetkililerinin gözetiminden geçmesi gerekiyor. Vakko, kıyafetleri ilk kez gün yüzüne çıkarırken yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliği ile hayata geçen bu özel projeyle; dünyanın en büyük spor organizasyonunda ülkemiz adına yarışacak Team Türkiye sporcularının şıklığına bir kez daha imza atmış olmaktan büyük gurur duyuyor; tüm branşlarda müsabakalara katılan sporcularımıza Paris’te başarılar diliyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

“Dahilimiz yok ama giymeyeceğiz”

Ağustos ayının sonunda başlayacak Paris 2024 Paralimpik Oyunları’na katılacak Türkiye Milli Paralimpik takımının da Vakko’nun tasarladığı kıyafetlerini giyeceği ancak kıyafetlerin gelen tepkiler üzerine yeniden tasarlanması için harekete geçildiği duyuruldu. Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nden yapılan açıklamada, paralimpik oyunları açılış töreninde kullanılacak kıyafetlerin belirlenmesi sürecinde yer almadıklarını ancak hazırlanan kıyafetlerin giyilmeyeceği duyuruldu.

O haber yeniden gündemde: Patron kim?

Diğer yandan; siyasi cinayetler, anayasa krizleri, Meclis’in Cumhurbaşkanı seçmesini engellemek için düzenlenen Cumhuriyet mitingleri ve TSK’nın hükümete muhtıra vermeye kalkıştığı 2007 yılında, millet iradesine başvurmak için sandığa gidilen 22 Temmuz seçimlerinden bir gün önce yayınlanan bir haber, Olimpiyat kıyafetleri nedeni ile yeniden gündemde.

Vakko firmasının sahibi Cem Hakko’nun, 17yıl önce Magazin dergisi Alem’in davetinde bir konuşma yaparak “22 Temmuz dan sonra neler olacağını göreceksiniz. Bizi azınlık görenler bu ülkedeki patronların kim olduğunu öğrenecekler. Amerika ne derse o olur” dediği ileri sürülmüştü. Magazin ortamındaki politik meydan okuma, dönemin merkez medyası tarafından Hakko’nun alkolü fazla kaçırarak saçmaladığı haberleriyle geçiştirilmişti.

Üzerinden 17 yıl geçen bu haberin sosyal medyada yeniden gündem olmasının sebebi ise Olimpiyat sporcularımızın Paris’teki açılışta giydikleri, Vakko marka pijama görünümlü ve Türkiye’yi asla çağrıştırmayan mavi-beyaz hatlı kıyafetler oldu. Günlerdir konuşulan ve hemen herkesin ağır eleştirdiği kıyafetler için ne Vakko firmasından ne de Milli Olimpiyat Komitesi’nden bir açıklama yapılmaması da ayrıca konuşuluyor. Vakko ise sporcularımıza giydirdiği kıyafetlerin arkasında durarak, “Türkiye’nin Olimpiyat takımını giydiriyoruz” paylaşımlarına devam ederek yapılan haklı eleştirileri ve marka değerini küçük düşüren yakıştırmaları ciddiye almadığının mesajını veriyor.

Cem Hakko’nun yıllar önceki “Bu ülkedeki patronların kim olduğunu öğrenecekler” sözü tam burada; “bu rezaletin sorumlusu ya da patron kim?” sorusunu akıllara getiriyor.