Eğitim Sistemine Köklü Reform Getirilmeli
Değerli okurlarım,
İnsanların insanca yaşamadığı toplumlar oluşmaya başladı günümüzde. Sebep, sonuç nedenleri araştırılırken maalesef verilen eğitimlerin kalitesiz olduğu ortaya çıkmaktadır. Kimi kağıt parçasından ibaret bildiği bir diplomayı alıp siyasi ayağıyla istediği yere gelirken, bir taraftanda gece- gündüz çalışıp bir kağıt parçasından ibaret bildiği diplomayı almak değil, topluma yararlı bir birey olmak için aldığı eğitim sonucu diploma alma gayretini göstermektedir.
İnsanlar arasında bir kutuplaşmaya doğru gidildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz. Ne yazık ki bu kutuplaşmanın insan yaşamına bir katkı sunmadığını ve daha çok zarar verdiğini görüyoruz. Herkes kendi düşüncesini başkalarına kabullendirmeye çalışırken, aba altından da sopa göstermeyi de ihmal etmediğini görüyoruz.
Gelelim bugünkü yazımın konusuna:
4 Ekim cuma günü 19 yaşındaki bir genç, okul arkadaşları olan iki genç kızı vahşice katletti. Bu gencin bu iki kıza duyduğu bir sevgiymiydi yoksa bir nefret mi? Satanist olan bu genç, İkbal ve Ayşenur adında bu iki kızı katletmesi hemen akla insanların ruhsal sağlığı, eğitim sistemimizin ve toplumsal değerlerimizin acil bir şekilde ele alınması gerektiğini gösteriyor. Bu gibi trajedilerin önüne geçmek için daha fazla psikolojik destek sağlanmalı, erken farkındalık ve önleyici tedbirler alınmalıdır. Bu gibi olaylara sessiz kalmak, bu olayların devamını getirmek demektir.
Mal, mülk peşinde koşarken elimizin altında yetiştirdiğimiz çocuklarımızla ne kadar ilgilenebiliyoruz? Geçenlerde sosyal medyada bir babanın yazdıkları gözüme çarpınca okudum. Adam aynen şöyle yazmıştı: " Kızım bir yazara hayran. O yazarın tüm kitaplarını almış okuyor. Yeni çıkacak kitaplarını sabırsızlıkla bekliyor. Kızımın evde olmadığı birgün odasına girdim. Kızım nasıl kitaplar okuyor diye baktım. Ve kitapları alıp incelerken maalesef bir hüsrana uğradım. Çünkü kitapta yazar, hep yatak fantazilerini anlatmış ve gençlere "nasıl yaşamak istiyorsanız öyle yaşayın. Yaşamak istediğiniz fantazilerinizi ertelemeyin diyordu. Ne olur çocuklarınızın ne okuduğunu öğrenin ve her kitabın okunmayacağını çocuklarınıza anlatın. Böyle yazarların kitapları toplanmalı ve yasaklanmalıdır." Diyordu.
Aileler çocuklarını kontrol altında yetiştirmeli. Onların kimlerle arkadaşlık ettiklerini, nelere ilgi duyduklarını ve nasıl bir yol izlediklerini bilmeleri lazım. Sorunlarını dinlemeli ve çözüm yollarını aramalı. Çocukların ruhsal gelişmelerinin ve yaşadıkları sorunların aileler tarafından ve okul ortamında erken tespit edilmesi onların gelecekte daha sağlam bireyler hâline getirir. Okul eğitimi, yalnızca akademik başarıyı hedeflemekle kalmamalı, aynı zamanda insanların psikolojik sağlığına da odaklanmalıdır. Psikolojik, öngörü, eğitim politikalarına dahil edilmeli. Öğrencilerin sadece zihinlerini değil, ruhlarını da inceleyerek bir sistem inşa edilmelidir.
Evet, insanların çürümüş bir sosyal ve toplumsal çöküntünün içine girdiğini görüyoruz. Kısacası 2000' den sonra gelen gençlerin eğitim de soğuduğu ve kötü alışkanlıklar edindikleri bunlardan örneğin; madde bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı maalesef gençleri bitirme durumuna getirdiğini görüyoruz. Artık çocuklarımıza daha adil bir gelecek bırakmak istiyoruz ve kendimize güvenli bir ortam. Bu gelecek eğitim sisteminde yapılacak köklü reformlarla, adalet ve etik değerlerde yoğrulmuş bir toplumla mümkün olabilir ancak.
O nedenle, isterseniz geleceğinizi bir çöpe atın. İsterseniz dört tahta parçasında bir altın çerçeve yapıp duvara asın. Karar sizin.
Allah'a emanet olun.