World News in Turkish

Ezberci sistemden okul kütüphaneleri kurtarır

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehlika Karagözoğlu ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredat çalışmaları bağlamında okul kütüphanelerini konuştuk.

*Millî Eğitim Bakanlığı yeni bir müfredat üzerinde çalışıyor. Bütüncül eğitim yaklaşımı ve derinlemesine öğrenmeyi temel aldığı ifade edilen “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” hakkında sizin düşünceleriniz nelerdir?

Heyecan verici görünen bu çalışma, benim için bazı soru işaretleri taşıyor. Yerine oturmamış taşlar olabilir. Derinlemesine öğrenme temelli bir modelin varlığı için en önemli ihtiyacın yeterli okul kütüphaneleri olduğunu düşünüyorum. Öğrenci, araştırmaya yönlendirilmeli. Sınıfta öğrendiği bilgiyi pekiştirmek ve geliştirmek için teneffüste, öğle tatilinde, okul çıkışında koşup gideceği, uzman desteği ile araştırma yapacağı aktif bir kütüphane bulabilmeli okulunda. Öğretmeninin verdiği ödevi, evde ailesiyle internet üzerinden değil, bireysel olarak basılı ve dijital kaynakları inceleyerek, yaşına göre bilimsel veri tabanlarını kullanarak yapmalı.

*Maarif Modeli’nde de araştırma odaklı kazanımlar öne çıkarılmış. Taslaktaki yeni kazanımların büyük kısmı kütüphane ve araştırma ile ilişkili. Bu sizin için yeterli değil mi?

Evet, bilimsel gözlem, sınıflandırma, hipotez oluşturma, bilimsel çıkarım, bilimsel model oluşturma, tümevarıma ve tümdengelime dayalı akıl yürütme, kanıt kullanma ve bilimsel sorgulama becerileri, zamanı algılama ve kronolojik düşünme, coğrafi gözlem ve saha çalışması, tablo, grafik, şekil okuması, mantıksal muhakeme, felsefi sorgulama ve benzeri maddelerin hepsi, kütüphane okuryazarlığını gerektiriyor. İşte bunun için de çocukların her hafta en az bir saat Bilgi Okuryazarlığı dersi alarak araştırma yöntemlerini öğrenmeleri gerekiyor. Ve elbette aktif bir kütüphane ortamında onlara araştırmalarında rehberlik edecek uzman bir kütüphaneciye ihtiyaç var. Her sorumluluğu öğretmene yükleyerek tam sonuç alamayız. Öğretmen, branşında bir eğitim vermekten sorumlu. Araştırma yöntemleri konusunda okul kütüphanecisi ile iş birliğinde bulunacağı bir eğitim düzeni olmalı. Şöyle hayal edin; öğretmen dersi anlatıp çocuğun zihnine bir soru bırakıyor, öğrenci kütüphaneye gidip bu konuyu araştırmaya başlıyor, konudan haberdar olan kütüphaneci, öğrenciye gerekli ip uçlarını ve yöntemleri öğretiyor, kaynaklara yönlendiriyor. Müfredat taslağında Kütüphane konusu yalnız bir üniteye (4.Tema: Kütüphanem) yerleştirilmiş. Oysa elde edilmek istenen kazanımlar, bu çalışmaların bir yıla yayılması gerektiğini gösteriyor. Okul Kütüphanecileri Derneğinin bu konudaki açıklamalarını çok önemli buluyorum: Eğitimin merkezinde yer alan okul kütüphanesi modeli geliştirilmeli. Dünyada sistemi oturmuş eğitim modellerinin merkezinde kütüphanenin olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Peki, biz yeni bir maarif modeli hazırlarken bunu nasıl gözardı edebiliriz?

*Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ortaklığında ve Sayın Emine Erdoğan himayelerinde gerçekleştirilen “Kütüphanesiz Okul Kalmasın Projesi” kapsamında kurulan okul kütüphaneleri bu ihtiyacı karşılamadı mı? Eksik olan nedir?

Milli Eğitim verilerine göre her okulda bir kütüphane var gibi görünüyor. Bunların içinde mekânı ve koleksiyonu çok iyi olanlar; imkanlar dahilinde var edilmeye çalışılanlar ve tabi derslik ihtiyacı sebebiyle kapatılanlar ile kapısı kilitli tutulanlar gibi tasnif edebileceğimiz gruplar mevcut. Net olarak ifade etmeliyim ki personel olmadan bu kütüphaneleri yaşatmanın imkânı yok. “Kütüphanesiz Okul Kalmasın Projesi”nin gerçek manada tamamlanması için uzman personel istihdamı şart. Kütüphane mekânı ve kitap koleksiyonu iyi olan okullardan başlanarak atama yapılmalı. Bilgi ve Belge Yönetimi bölümleri yıllardır bu konuda personel yetiştiriyor. Esasında Milli Eğitim Bakanlığımızın bu konuda çalışmaları var. Ama konunun müfredat ile birebir ilişkili olduğunun farkına varılmalı. Kütüphane, eğitimi doğrudan destekleyecek bir unsur. Zayıf kaldığında inşa etmeye çalıştığımız binanın temeli eksik kalıyor. Çünkü kütüphane olmadan ezberci sistemden kurtulamayız. İşleyen bir kütüphane ise uzman kütüphanecinin varlığına bağlı.

Okuma kültürü kazanmış bir nesil

*Bir kütüphanenin işlevselliğinin orayı aktif hale getirecek kütüphane görevlisi ile mümkün olacağını söylüyorsunuz. Peki, tam olarak ne yapacak bu kütüphane görevlisi?

Evet, Kütüphane bilimine göre kütüphaneyi var eden beş temel unsur var: Mekân, bütçe, koleksiyon, okuyucu ve personel. Personelden kastımız öncelikle Bilgi ve Belge Yönetimi bölümü mezunu uzmanlar. Hemen belirtmeliyim ki Türkiye’deki Bilgi ve Belge Yönetimi mezunlarının istihdam sorunu yok. Farklı bilgi merkezlerinde çalışabiliyorlar. Ama okul kütüphanelerinin kütüphanecilere ihtiyacı var. Kütüphaneciler, dört yıllık üniversite öğrenimleri sırasında kütüphanelerde yapacakları uygulama ve etkinlikler konusunda detaylı eğitim alıyorlar. Kütüphane teknik hizmetlerinin yanında, her sınıfa haftada en az bir saat Bilgi Okuryazarlığı / Bilimsel Araştırma dersinin verilmesi, öğretmenler ve branş zümreleri ile iş birliği halinde eğitim kazanımlarının desteklenmesi, okuldaki öğrenci, öğretmen ve velilerin ihtiyaçlarına göre etkinlikler düzenlenmesinde görev alıyorlar. Nihayetinde bilimsel bakış açısıyla yetişen ve okuma kültürü kazanmış nesiller meydana gelmesini amaçlıyorlar.

*Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nde seçmeli olarak verdiğiniz “Okul Kütüphaneleri” dersinde bu kazanımları verdiğinizi düşünüyor musunuz?

Kesinlikle evet. Dönem başında içerik ve ödev listesini içeren ders dokümanımı öğrencilerle paylaşıp konuya ilgili ve emek vermeye hazır olan öğrencilerin dersi seçmesini sağlıyorum. Öğrenciler, dönem boyunca okul kütüphanelerine ilişkin tüm Türkçe bilimsel literatürü okuyup tartışıyor, uygulamalar yapıyor, etkinlikler tasarlıyorlar. Onları elimden geldiğince motive ediyorum. Ülkemizin okuma kültürü geleceğini şekillendireceklerine inanarak mezun oluyorlar. Sadece bir fırsat verilmesine ihtiyaç var. Son olarak şunu belirtmek isterim.Türkiye’nin bilimsel geleceği ve okuma kültürü düzeyi okul kütüphanelerine bağlı. Bu konuyu çok önemsiyorum. Mümkün olduğunca dile getirme gayretindeyim. Bakan Yardımcıları Sayın Nazif Yılmaz ve Sayın Ömer Faruk Yelkenci’ye, Sayın Bakan Danışmanlarına konuyu arz ettim. Sayın Bakanımıza ulaştırmaları için bilgi notları gönderdim. Bu konu memleket meselesi. Çocuklarımız için uzman kütüphanecisi olan okul kütüphanelerini talep etme konusunda herkesi desteğe davet ediyorum.


Çitleri yıktım, kendimi şiirin içinde buldum


Читайте на 123ru.net