TÜRKİYE BRICS’E KATILABİLİR Mİ?
Giriş
Cliff Kupchan tarafından Brezilya, Hindistan, Endonezya, Suudi Arabistan ve Güney Afrika ile birlikte 21. yüzyılın 6 kilit “salıncak devleti”nden biri olarak gösterilen[1] Türkiye, gelişmekte olan çok kutuplu dünya düzeninin şekillenmesine büyük katkı sağlayan önemli bir bölgesel güçtür. 1950’den beri Avrupa Konseyi ve 1952’den beri NATO gibi Batı’nın temel taşlarından olan kurumların tam üyesi olan Türkiye, 2005’ten beri Avrupa Birliği (AB) ile katılım müzakereleri yürütmektedir. Ancak Türkiye’nin AB üyeliği, Kıbrıs Sorunu’nun yanı sıra, Brüksel ve Ankara’yı birbirinden uzaklaştıran diğer çeşitli sorunlu konular nedeniyle, birçoklarına göre son dönemde gerçekçi bir hedef olarak görünmemektedir.
Ankara, 1960’lardan bu yana dış politikada çok boyutluluk arayışını çeşitlendirmek için 1969’da İslam İşbirliği Teşkilatı’na (daha önceki ismiyle İslam Konferansı Örgütü) ve 2009’da Türk Devletleri Teşkilatı’na üye olmuştur. Ayrıca, stratejik seçeneklerini daha da çeşitlendirmek için, Türkiye, 2008’den bu yana Afrika Birliği’ndeki stratejik ortak statüsüne ek olarak yakın zamanda Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) (2013) ve Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’nde (ASEAN) (2017) diyalog ortağı olmuştur. Dünya Bankası (WB), Uluslararası Para Fonu (IMF), IDB (İslam Kalkınma Bankası), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO), Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ), Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (ECLAC), Gelişen Sekiz Ülke Ekonomik İşbirliği Örgütü (D-8) ve Yirmiler Grubu (G-20) gibi ekonomik örgütlerin de tam üyesi olan Türkiye’nin BRICS’e olası üyeliği konusunda ciddi siyasi tartışmalar yaşanmaktadır.
Bu çalışmada, Türkiye’nin BRICS’e olası üyeliğini analiz edecek ve tartışacağım. Ancak öncelikle BRICS’in tarihçesinin yanı sıra mevcut durumunu ve güçlü özelliklerini özetleyeceğim.
BRICS’in Tarihçesi
BRICS, küresel meselelerde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) liderliğindeki Batı hegemonyasına meydan okuyan beş ülkeye işaret etmek için kullanılan bir kısaltmadır: Brezilya (B), Rusya (R), Hindistan (I), Çin (C) ve Güney Afrika (S). Bu beş ülkenin 2000’li yılların başında gayrı resmi olarak bir araya gelmesi, daha sonraları önemli bir hükümetler arası organizasyonun kurulmasına olanak sağladı. Süreç, 2006 yılında -ABD’nin Irak Savaşı nedeniyle dünyada çok popüler olmayan bir uluslararası aktör olduğu bir dönemde- Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin temsilcilerinin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında gayri resmi bir toplantı yapmasıyla başlamıştır. 2001 yılında Goldman Sachs ekonomisti Jim O’Neill, “Building Better Global Economic BRIC’s” adlı çalışmasında[2], 2050 yılına kadar küresel ekonomiyi domine edebilecek bu dört ülkeyi tanımlamak için ekonomik bir perspektiften bu terimi ilk kez ortaya atmıştır. BRIC toplantıları 2009 yılında bu dört devletin isteği üzerine yasal bir hükümetler arası organizasyona dönüştü ve ilk resmi toplantı Rusya’nın Ekaterinburg kentinde gerçekleşti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2007 yılında Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı meşhur konuşmanın ardından yapılan bu ilk resmi toplantıda, BRIC(S), çok kutuplu bir dünya düzenine ve küresel müdahalesizliğe bağlılık sözü verdi ve ABD dolarına alternatif olarak yeni bir küresel rezerv para birimi çağrısında bulundu. 2011 yılında Güney Afrika platformun beşinci üyesi oldu ve BRIC ismi BRICS’e dönüştü. BRICS’in ikinci toplantısı Brezilya’nın Brasilia kentinde, üçüncüsü Çin’in Sanya kentinde, dördüncüsü Hindistan’ın Yeni Delhi kentinde, beşincisi Güney Afrika’nın Durban kentinde, altıncısı Brezilya’nın Fortaleza kentinde, yedincisi Rusya’nın Ufa kentinde, sekizincisi Hindistan’ın Benaulim kentinde, dokuzuncusu Çin’in Xiamen kentinde, onuncusu Güney Afrika’da, Johannesburg’da toplanmıştır, BRICS’in on birinci toplantısı Brezilya’nın Brasilia kentinde, on ikincisi Rusya’nın Saint Petersburg kentinde (COVID-19 pandemisi nedeniyle video konferans olarak), on üçüncüsü Hindistan’ın Yeni Delhi kentinde, on dördüncüsü Çin’in Pekin kentinde ve sonuncusu, geçen yıl on beşincisi Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde düzenlenmiştir.[3]
BRICS, BRICS tabanlı Yeni Kalkınma Bankası (NDB) ve BRICS Bankalararası İşbirliği Mekanizması gibi kurumsallaşma yönünde bazı adımlar atmış olsa da, örgüt, üye devletler ve özellikle liderleri arasında karşılıklı anlayış ve uyum arayışına dayalı siyasi bir platform olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla, örgütün hala bir tüzüğü yok, sabit bir Sekretarya ile çalışmıyor ve faaliyetlerini finanse etmek için herhangi bir fonu yok. Ayrıca, BRICS’e katılmak için resmi bir başvuru süreci yok, bunun yerine yeni üyelerin mevcut üyeler tarafından oybirliğiyle onaylanması gerekiyor.
Ancak zaman içinde BRICS üyesi devletler, karşılıklı fayda sağlayan iş birliğinin ve daha iyi bir dünya için ortak bir vizyonun temelini oluşturan bir tür ortak değerler ve ortak çıkarlar geliştirmeyi başardılar. Güney Afrika’da düzenlenen 2023 BRICS Zirvesi’nde açıklanan 2023 Deklarasyonu’na göre, BRICS’in üyelik için yol gösterici ilkeleri şunlardır:[4]
- BRICS’in karşılıklı saygı ve anlayış, eşitlik, dayanışma, açıklık, kapsayıcılık ve uzlaşı ruhu,
- BRIC’’in tam istişare ve uzlaşmaya dayalı somut iş birliğini teşvik etme uygulaması,
- BRICS’in çok taraflılığın güçlendirilmesi, çok taraflı sistemin güçlendirilmesi ve reforme edilmesi ve uluslararası hukukun korunması vizyonu,
- BRICS, siyasi ve güvenlik, ekonomik ve mali ve kültürel ve halklar arası iş birliği olmak üzere üç sütun altında iş birliğini güçlendirmeyi hedeflemektedir,
- İş birliğini pekiştirerek ve kurumsal gelişimi teşvik ederek BRICS’in kimliğini, tutarlılığını ve uzlaşmaya dayalı yapısını sürdürme kararlılığı,
- Birleşmiş Milletler Şartı’nda yer alan amaç ve ilkelerin çok taraflılığın ve uluslararası hukukun vazgeçilmez bir temel taşı olarak kabul edilmesi,
- Coğrafi denge de dahil olmak üzere, yükselen ve gelişmekte olan ülkelerin uluslararası sistemde daha fazla temsil edilmesine ve daha önemli bir rol oynamasına destek,
- Birleşmiş Milletler’in, Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere, daha demokratik, temsili, etkili ve verimli hale getirilmesi için kapsamlı bir reforma tabi tutulmasına ve gelişmekte olan ülkelerin Konsey üyeliklerinde temsilinin artırılmasına destek verilmesi; böylece Konsey’in mevcut küresel zorluklara yeterli şekilde yanıt verebilmesi ve Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika da dahil olmak üzere Afrika, Asya ve Latin Amerika’dan yükselen ve gelişmekte olan ülkelerin uluslararası ilişkilerde, özellikle de Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler’de daha büyük bir rol oynama yönündeki meşru isteklerinin desteklenmesi,
- Egemen devletlerin barış ve güvenliği sürdürmek, sürdürülebilir kalkınmayı ilerletmek ve herkes için demokrasi, insan hakları ve temel özgürlüklerin geliştirilmesi ve korunmasını sağlamak üzere iş birliği yaptığı bir uluslararası sistemde Birleşmiş Milletler’in merkezi rolüne bağlılık.
Bu ilkeler doğrultusunda, Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde düzenlenen 2023 BRICS Zirvesi’nde BRICS üyeleri, 6 yeni devletin üyeliğini onayladı: Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Etiyopya ve Arjantin. Bu devletler arasında Arjantin, yeni Devlet Başkanı Javier Milei döneminde resmi başvurusunu geri çekti. Böylece, bu 6 devletten 5’i örgütün yeni üyesi oldu ve böylece BRICS 2024 yılına kadar 10 üye devlet sayısına ulaşmış oldu. Yeni üyelerinin onaylanmasıyla birlikte örgüt uluslararası medya tarafından BRICS+ (BRICS artı) olarak adlandırılmaya başlandı[5], ancak şu ana kadar resmi bir isim değişikliği duyurulmadı. Her geçen yıl daha önemli bir ekonomik ve diplomatik platform haline gelen BRICS+’ya bugüne kadar çok sayıda ülke üyelik başvurusunda bulundu. Güney Afrika’nın BRICS+ Büyükelçisi Anil Sooklal’a göre, 22 ülke resmi olarak üyelik başvurusunda bulundu.[6] Bu potansiyel üye ülkeler arasında Cezayir, Bahreyn, Bangladeş, Belarus, Bolivya, Küba, Kazakistan, Kuveyt, Nijerya, Pakistan, Filistin, Senegal, Tayland, Venezuela ve Vietnam yer alıyor. Güney Afrika Dışişleri Bakanı Naledi Pandor ise, BRICS+ grubuna dünya çapında büyük bir ilgi olduğunu ve 12 farklı ülkeden potansiyel üyelikleri için çok sayıda resmi mektup aldığını söyledi.[7] Bu istekli devletler arasında Meksika, Tunus ve Türkiye’nin de bulunduğu bazı gazeteciler tarafından belirtiliyor. Bu anlamda BRICS+’nın önümüzdeki yıllarda daha da büyümesi güçlü bir olasılıktır.
Rakamlarla BRICS+
BRICS, dünya nüfusunun (3,2 milyar) % 42’sini, dünya yüzölçümünün % 30’unu, toplam küresel GSYH’nin % 23’ünü ve dünyadaki toplam ticaretin % 18’ini temsil etmektedir.[8] IMF’nin 2020 verilerine göre, BRICS, halihazırda küresel ekonominin G7’ye kıyasla çok daha büyük bir bölümünü temsil etmektedir. Buna göre, BRICS’in dünya GSYİH’sindeki payı % 34 iken, G7 ülkelerinin dünya GSYİH’sindeki payı % 29’dur.[9] 2024 yılında 5 önemli üyenin daha dahil olmasıyla BRICS’in bu kategorilerdeki rakamları daha da yükselmiştir. BRICS deneyiminin şu ana kadarki en çarpıcı özelliği, geçmişteki Avrupa Birliği (AB) deneyimine benzer olumlu ekonomik sonuçlar doğurmasıdır. BRICS üyesi ülkelerin ekonomileri 2000’li yıllardan bu yana istikrarlı bir büyüme göstererek, örgütü, yeni üyeler için bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Bu anlamda BRICS+’nın küresel ekonomideki rolü yakın gelecekte G7’ye kıyasla daha da baskın olacaktır.
Mevcut 10 üyeli BRICS+ içinde 6 ülke Asya kıtasına mensuptur; daha spesifik olarak 3 hatta 4 üye (aslında Afrika kıtasında yer alan Mısır dahil) Ortadoğu’dan, 3 üye Afrika’dan ve Brezilya da tek Güney Amerikalı üyedir. Bu anlamda BRICS+, askeri temelli yaklaşımlardan ziyade devletler arasında ekonomik bağların arttırılmasını teşvik etmesi nedeniyle gelecekte Ortadoğu ve Asya’daki siyasi krizlerin çözümünde önemli bir rol oynayabilir. Dahası, enerji üreticisi ülkelerin de dahil olmasıyla, BRICS+, artık enerji piyasasında da etkili bir rol oynayabilir ve petrol ve gazın fiyatlandırılmasına katkıda bulunabilir. Ayrıca, Süveyş Kanalı’nı kontrol eden Mısır ve Basra Körfezi’ni kontrol eden İran gibi önemli jeopolitik konumlara sahip ülkelerle, BRICS+, jeopolitik olarak da son zamanlarda hem jeopolitik, hem de jeoekonomik açıdan dünya meselelerinde kilit bir oyuncu haline gelmiştir.
BRICS’in genişlemesi[10]
BRICS, bugüne kadar Rusya ve Çin arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde ve yerel para birimlerinin kullanımını teşvik ederek ABD dolarının küresel ticaretteki hegemonik statüsüne meydan okunmasında etkili olmuştur. Örneğin, 2023 itibariyle Çin ve Rusya arasındaki ticaretin % 80’i halihazırda ruble ve yuan ile yapılmaktadır.[11] Önümüzdeki yıllarda, BRICS, üyeleri için ticarette yerel para birimlerinin kullanımı konusunda daha fazla baskı yapacak ve bu da ABD dolarının hegemonik durumunu kesinlikle zayıflatacaktır. Ancak, ABD müdahaleciliğine ve Amerikan dolarının hegemonik konumuna karşı eleştirel bir duruş dışında, BRICS üyelerinin katı bir siyasi gündeme sahip olmadıklarını ve kendi aralarında ideolojik ve siyasi tercihler açısından pek çok farklılığa sahip olduklarını belirtmek gerekir. Örneğin, Çin ve özellikle Rusya ve Güney Afrika Batılı ülkelere karşı daha iddialı ve eleştirel bir tutum sergilerken, Brezilya ve Hindistan daha az Batı karşıtıdır ve ABD ve Avrupa ülkeleriyle yakın bağlarını korumak istemektedirler.
Türkiye’nin Potansiyel BRICS Üyeliği: Neden Olmasın?
Türkiye’nin BRICS+’ya potansiyel üyeliği 2018 yılından beri ülkede zaman zaman tartışılan bir konudur. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018’de BRICS Zirvesi’ne katıldığı ve Türkiye’nin örgüte üyeliği için çağrıda bulunduğu unutulmamalıdır.[12] Ayrıca, Türkiye, Ankara’nın NATO üyeliği ile çelişebilecek bazı askeri özelliklere sahip olmasına rağmen, yakın zamanda ŞİÖ’ye diyalog ortağı olmuştur. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de, ŞİÖ’ye tam üyelikten dahi bahsetmiştir.[13] Bu anlamda askeri bir özelliği olmayan BRICS+, ŞİÖ’ye kıyasla Türkiye’nin tam üyeliği için ideal ve daha az riskli bir örgüt gibi görünmektedir.
Demircan’a göre, Türkiye’nin BRICS’e üye olması için 5 iyi nedeni vardır:[14]
(1) BRICS, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bir platformdur,
(2) Her iki taraf da dünya düzeninde çok kutupluluğu ve adaleti savunmaktadır,
(3) BRICS, Türkiye gibi yeni pazarlar arayan üretici ülkelerin birliğidir,
(4) BRICS, sömürülen ve ezilen uluslar için kurulan bir kurumdur ve Türkiye de hiçbir zaman Batılı ülkeler gibi gerçek anlamda emperyalist bir devlet olmamıştır,
(5) Hem BRICS üyeleri, hem de Türkiye genç ve dinamik bir nüfusa sahiptir .
Bu terimi icat eden Jim O’Neill da Türkiye’nin ABD merkezli dünya sistemiyle olan sorunlu ilişkileri nedeniyle BRICS+’nın ideal bir üyesi olabileceğini düşünmektedir.[15]
Çin’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Liu Shaobin, 2023 yılında ülkesinin Türkiye’nin BRICS+ üyeliğini desteklediğini açıklamıştır.[16] Chivvis, Coşkun ve Geaghan-Breiner ise, Türkiye’nin yeni ve “360 derecelik dış politikası”nın esneklik ve stratejik bağımsızlığa dayandığını ve Ankara’nın çok boyutlu diplomatik açılımlarını klasik dış politikasına aykırı olarak görmediğini yazmıştır.[17] Diriöz ise, AB’nin tam üyelik sürecinde Ankara’ya adil davranmamasının da Ankara’nın stratejik özerklik arayışını ve BRICS’e üye olma iştahını artırdığını yazmıştır.[18] Karataş da, Ankara’nın stratejik duruşunun Batı yanlısı ya da karşıtı olmadığını, daha bağımsız görüşlü, iddialı ve ulusal çıkar temelli bir dış politikayı temsil eden “Türkiye Yüzyılı” anlayışına dayandığını düşünmektedir.[19] Ancak Karataş, Türk siyasi elitinin ülkenin NATO üyeliğini sorgulamadığını ya da AB üyelik sürecinden vazgeçmediğini de sözlerine eklemektedir. Bu nedenle, BRICS+ ile tam uyum sağlamanın riskleri nedeniyle, Türkiye’nin şimdilik BRICS+ üyeleriyle ekonomik ve siyasi ilişkilerini geliştirmeye çalışacağı ve üyelik arayışında olmayacağı sonucuna varmaktadır.[20] Ancak Çin adına önemli bir sözcü olan Victor Gao, Ankara’nın BRICS+’ya üye olmaması için Kuran’a dayalı kutsal bir kısıtlama olmadığını, bu nedenle Türkiye ve Meksika’nın kısa süre içinde bu örgüte üye olabileceğini düşünmektedir.[21]
Benim bakış açıma göre, BRICS+ üyeliği birçok açıdan avantajlı bir adım olacaktır. Her şeyden önce, küresel ekonomi Doğu’ya (Asya’ya) doğru kayıyor ve dünyadaki hiçbir ülke bu sistemik değişim karşısında bir şey yapamıyor. Bu anlamda, BRICS+ üyeliği ve Çin ve Rusya gibi güçlü Asya devletleriyle yakın iş birliği Ankara için irrasyonel bir karar olmayacaktır. İkinci olarak, Türkiye, son dönemde Washington (ABD) ve Brüksel (AB) ile ilişkilerinde eşit ve adil muamele görmemektedir. Ankara’nın AB’ye katılımı bazı Avrupa ülkeleri tarafından engellenmiş ve tam üyelik sürecinin dondurulması Türkiye’nin demokratik ilerlemesinin durmasına yol açmış olmasına rağmen, Batı kamuoyu ve medyası tarafından bu zehirli ilişki nedeniyle sadece Ankara suçlanmıştır. Kanımca, ilişkiler asgari iki tarafı içerdiğinden, diplomaside hatalar karşılıklıdır. Bu anlamda, Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini düzeltmek için stratejik özerklik arayışı ve BRICS+ üyeliği akılcı ve pragmatik bir çözümdür. Hatta belki de BRICS+ üyeliği sayesinde Ankara birgün nihayet AB’ye tam üye olma şansını yakalayabilir.
Üçüncü ve son olarak, Türkiye’nin BRICS+ üyeliği, dünyada barış ve istikrarın korunması için kesinlikle gerekli görünen BM reformuna yönelik talep ve çabaları tetikleyebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son birkaç yıldır “Dünya Beşten Büyüktür” sloganıyla bu tür bir dış politika uygulamakta ve soykırımları, katliamları ve savaşları önlemek için hiçbir şey yapamayan BM Güvenlik Konseyi’nin yapısını eleştirmektedir.
Ancak böyle bir hamlenin risklerinin de farkında olmak gerekir. Bu anlamda temel risk, Ankara’nın Batılı kurumlardan ve/veya bu kurumlar içinde giderek yalnızlaşması olacaktır. Ancak Türkiye’nin Batı ile olan samimi bağları -hâlâ- tartışmasız NATO üyeliği nedeniyle devam edeceğinden ve BRICS+ herhangi bir güvenlik/askeri özellik taşımadığından, bu hamlenin sonuçları Ankara için o kadar da riskli olmayabilir. İkinci olarak, siyasi sistemini demokrasi ve serbest piyasa sınırları içinde tutmaya çalışan Ankara’nın Batı’dan uzaklaşıp Doğu’ya yaklaşması, yönetişim ve demokrasi açısından ekstra yükler ve yeni sorunlar yaratabilir. Ancak iki büyük demokrasi olan Brezilya ve Hindistan’ın konumu düşünüldüğünde, Ankara BRICS+ üyeliği ile demokrasisini pekâlâ koruyabilir ve hatta geliştirebilir. Ne de olsa BRICS+ üye ülkelerin iç siyasetine müdahale etmiyor ve devletleri rekabet yerine birbirleriyle iş birliği yapmaya teşvik ediyor.
Sonuç
Sonuç olarak, adil ve iyi işleyen bir dünya düzeninin sağlanamaması nedeniyle ABD ve müttefikleri sürekli güç kaybetmekte ve dünya yeni bir çok kutupluluğa doğru ilerlemektedir. Böyle bir sistemde, geniş ticaret ağlarına, jeopolitik avantajlara ve istikrarlı iç siyasi sistemlere sahip ülkeler daha etkili olacaktır. Bu anlamda, Türkiye, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerle diplomatik ilişkilerini daha da zenginleştirebilirse, küresel cazibeye sahip bölgesel bir güç olma potansiyeline sahiptir. Türkiye, Suriye iç savaşı örneğinde olduğu gibi Batı’nın tuzaklarına düşmediği takdirde, bunu başarabilecek gerçek bir potansiyele sahiptir. Bu anlamda Türkiye’nin BRICS+ üyeliği bir an önce gerçekleşmelidir ki, Ankara, Batılı müttefiklerine dış politikadaki bu “yeni denge” konusunda ne kadar ciddi olduğunu gösterebilsin. Öte yandan, Türkiye’nin BRICS içindeki rolü, Lula’nın Brezilya’sı gibi, daha iyi entegre olmuş ve Batı ile iyi ilişkilere sahip, ancak “küresel güney”in gücünü göz ardı etmeyen veya küçümsemeyen, aksine güçlendiren biçimde olabilir. Son olarak, özellikle Çin’in Türkiye’nin BRICS’e katılımına katkısı her iki taraf için de büyük bir kazanç olabilir; zira Pekin’in Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) projesini daha da geliştirmek ve başarıyla uygulamak için güçlü bölgesel ortaklara, Türkiye’nin de ekonomisini geliştirmek için güçlü yatırımcılara ihtiyacı var.
Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
DİPNOTLAR
[1] Cliff Kupchan (2023), “6 Swing States Will Decide the Future of Geopolitics”, Foreign Policy, 06.06.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://foreignpolicy.com/2023/06/06/geopolitics-global-south-middle-powers-swing-states-india-brazil-turkey-indonesia-saudi-arabia-south-africa/.
[2] Jim O’Neill (2001), “Building Better Global Economic BRICs”, Goldman Sachs, Kasım 2001, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.goldmansachs.com/intelligence/archive/building-better.html.
[3] Ozan Örmeci (2024), “BRICS’in Genişlemesi ABD Hegemonyasına Bir Meydan Okuma Mı?”, Uluslararası Politika Akademisi, 05.01.2024, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://politikaakademisi.org/2024/01/05/bricsin-genislemesi-abd-hegemonyasina-bir-meydan-okuma-mi/.
[4] BRICS 2023 (2023), “BRICS Membership Expansion: Guiding Principles, Standards, Criteria and Procedures”, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://brics2023.gov.za/wp-content/uploads/2023/11/BRICS-Membership-expansion-guiding-principles-criteria-and-standards-2023.pdf.
[5] José Antonio W. Cai (2023), “BRICS+: An alternative to the Western bloc?”, Aceprensa, 28.10.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.aceprensa.com/english/brics-an-alternative-to-the-western-bloc/.
[6] Kate Bartlett (2023), “40 More Countries Want to Join BRICS, Says South Africa”, Voice of America, 21.07.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.voanews.com/a/more-countries-want-to-join-brics-says-south-africa-/7190526.html.
[7] WION (2023), “South Africa’s Foreign Minister Naledi Pandor sees India’s G20 leadership as opportunity for Global South”, 05.03.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.wionews.com/world/south-african-foreign-minister-naledi-pandor-sees-indias-g20-leadership-as-opportunity-for-global-south-568817.
[8] BRICS 2023 (2023), “Evolution of BRICS”, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://brics2023.gov.za/evolution-of-brics/.
[9] Necati Demircan (2023), “Is it possible to see Türkiye into BRICS?”, Modern Diplomacy, 26.07.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://moderndiplomacy.eu/2023/07/26/is-it-possible-to-see-turkiye-into-brics/.
[10] Marcus Lu (2023), “Visualizing the BRICS Expansion in 4 Charts”, Visual Capitalist, 24.08.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.visualcapitalist.com/visualizing-the-brics-expansion-in-4-charts/.
[11] Necati Demircan (2023), “Is it possible to see Türkiye into BRICS?”, Modern Diplomacy, 26.07.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://moderndiplomacy.eu/2023/07/26/is-it-possible-to-see-turkiye-into-brics/.
[12] Turkish Minute (2023), “[OPINION] Is Turkey serious about joining BRICS?”, 02.08.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.turkishminute.com/2023/08/02/opinion-is-turkey-serious-about-joining-brics/.
[13] Barış Balc & Selcan Hacaoğlu (2022), “Turkey Seeks to Be First NATO Member to Join China-Led SCO”, Bloomberg, 17.09.2022, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.bloomberg.com/news/articles/2022-09-17/turkey-seeks-china-led-bloc-membership-in-threat-to-nato-allies.
[14] Necati Demircan (2023), “Is it possible to see Türkiye into BRICS?”, Modern Diplomacy, 26.07.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://moderndiplomacy.eu/2023/07/26/is-it-possible-to-see-turkiye-into-brics/.
[15] Gökhan Kurtaran (2023), “Türkiye obvious nation for expanded BRICS, says leading economist”, Anadolu Ajansı, 12.05.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/en/turkiye/turkiye-obvious-nation-for-expanded-brics-says-leading-economist/2896122.
[16] Press Tv (2023), “China announces desire for Turkey to join BRICS”, 02.09.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.presstv.ir/Detail/2023/09/02/710130/China-BRICS-Turkey-membership-idea-envoy.
[17] Christopher S. Chivvis & Alper Coşkun & Beatrix Geaghan-Breiner (2023), “Türkiye in the Emerging World Order”, Carnegie Endowment for International Peace, 31.10.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi https://carnegieendowment.org/2023/10/31/t-rkiye-in-emerging-world-order-pub-90868.
[18] Ali Oğuz Diriöz (2023), “What should be Türkiye’s approach to BRICS?”, Daily Sabah, 19.09.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.dailysabah.com/opinion/op-ed/what-should-be-turkiyes-approach-to-brics.
[19] İbrahim Karataş (2023), “Should Turkey Join BRICS?”, Politics Today, 04.09.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://politicstoday.org/should-turkey-join-brics/.
[20] A.g.e.
[21] Burak Ünveren (2023), “Türkiye’nin BRICS’e katılamayacağı Kur’an’da yazmıyor”, DW Türkçe, 10.12.2023, Erişim Tarihi: 07.03.2024, Erişim Adresi: https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiyenin-bricse-kat%C4%B1lamayaca%C4%9F%C4%B1-kuranda-yazm%C4%B1yor/a-67682398.