World News in Turkish

Öncü Güzel Adam

Türk edebiyatının usta kalemleri “Yedi Güzel Adam”dan biri olan şair ve mütefekkir yazar Alaeddin Özdenören’in, vefatının üzerinden 21 yıl geçti. Şiir ve denemeleriyle yakın dönem kültür-sanat ve edebiyat hayatında önemli bir yer edinen Özdenören’in kişiliğinin şekillenmesinde doğup büyüdüğü Maraş’ın yöresel kültürel renklerinin yanı sıra, babasının hep muhafaza ettiği İstanbullu duruşu ve dil zevkinin önemli rolü oldu. Çok yönlü ve renkli bir kişiliğe sahip olan Özdenören, 8 yaşındaki oğlu Kerem’i trafik kazasında kaybettikten sonra içine kapandı. Özdenören’in duygularının bu tarihten sonraki şiirlerinde daha da derinleştiği görüldü. Gazetemiz yazarlarından usta edebiyatçı Rasim Özdenören’in ikiz kardeşi olan şairi, onunla vakit geçiren bir sonraki kuşağın şair ve yazarları anlattı.

CEMAL SÜREYA'NIN İLK ELEŞTİRMENİYDİ

“Yalnızlık Mahşeri” kitabıyla Özdenören’in biyografisini kaleme alan şair ve yazar Mustafa Aydoğan, daha sonra “Şiir Beni Korkutmuştur” isimli kitapta Özdenören ile şiir etrafında yapılan söyleşileri bir araya getirdi. Özdenören’in şairliğini genç yaşından itibaren şiire ilişkin düşüncelerinde ciddi bir derinlik ve sağlamlık olduğu için önemsediğini belirten Aydoğan, ona ilişkin düşüncelerini şu ifadelerle anlattı: “Cemal Süreya, ‘Benim ilk eleştirmenim sensin’ diyor ona. İkinci Yeni akımının en tipik verimi olan ‘Üvercinka’ şiirini yayınladığında, Süreya’nın şairliği de zirve noktasındaydı. İkinci Yeni diye bir akım o dönem yeni yeni ortaya çıkıyordu ve insanlar ne olduğunu kavrayamamıştı daha. Alaeddin Özdenören Maraş’ın yerel bir gazetesinde bununla ilgili ‘Değişik Güzel’ diye bir yazı kaleme aldı. Henüz liseyi yeni bitirmiş genç birisi ama hem Cemal Süreya’yı hem de İkinci Yeni’yi keşfetmesi açısından çok önemli bir yazı. Bu Alaeddin abinin ne kadar şair tabiatlı olduğunu gösteren bir örnek. Yeniliği çarçabuk kavrayan ve yeniliğe öncülük eden bir isimdi.”

HAKKI TESLİM EDİLMEYEN BİR ŞAİR

Özdenören’in modern şiirimizin hakkı tam anlamıyla teslim edilmemiş mühim şairlerinden biri olduğunu ifade eden şair ve yazar Özcan Ünlü, bunun sebeplerini şöyle açıklıyor: “Birincisi, Alaeddin Bey, hiçbir döneminde ‘ben’ demedi, kendini özne olarak öne çıkarmadı. İkincisi, biricik evladının bir trafik kazası sonucu vefat etmesiyle ortaya çıkan durumun sonraki yıllarda onda travmatik bir kaygı/hüzne dönüşmesidir. Üçüncüsü ise, bağlı olduğu edebi çevre ile mesela ikizi Rasim Özdenören kadar çok fazla içli-dışlı olmaması/olamamasıdır. Biz kendisi ile çok seyahatler yaptık. Şiir etkinliklerine katıldık. Yolculuklar sırasında anlattığı fıkralara hep birlikte güldük, ama an’ın ritmi biter bitmez o hep kendi sükut hanesine çekilirdi. Özetle, Alaeddin Özdenören, kendi kozasını kendi örmüş, içinde olduğu Mavera iklimini güçlendirmiş ve bizleri beslemiş büyük ve güçlü bir şiir ırmağıdır.”

MUHTEŞEM DARGINLIK

Abisinin kitaplığındaki Edebiyat Dergisi Yayınları’ndan ilk olarak Özdenören’i tanıdığını söyleyen şair ve yazar Mehmet Aycı, daha sonra kendisiyle Ankara’da oturduğu dönemlerde son banliyö treniyle çok yolculuk yaptığını aktardı. Aycı, “Onun hayatı ‘muhteşem dargınlık’ diye tabir ettiğim şekilde geçti. Edebi kişiliğinin yanı sıra, modern dönemde bir ‘rint’ diyebileceğimiz, dünyayı umursamayan, kınayanın kınamasından sakınmayan, normlaşan gündelik hayatın belirleyiciliklerini önemsemeyen birisi olarak yaşadı ve gitti. Bu yönüyle Neyzen Tevfik’e çok benzer. Ona ‘tutunamayan’ diyenler var ama tutunmak gibi bir kaygısı var mıydı onu da bilmiyorum. Ama benim gözümde rint olarak yaşadı” diye anlattı.

UNUTULMUŞLUKLAR’DA ANILARINI YAZDI

“Yalnızlık Gide Gide” adlı şiir kitabıyla 1996 Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Şairi Ödülü’nü kazanan Alaeddin Özdenören, ilk şiir kitabı “Güneş Donanması”nda (1975) çoğunluğu Diriliş ve Edebiyat dergilerinde yayımladığı 13 şiirini bir araya getirdi. 21 şiirden oluşan ikinci kitabı “Yalnızlık Gide Gide”yi ilk kitabından 21 yıl sonra 1996’da çıkardı. Özdenören’in diğer deneme kitapları şöyle: “Batılılaşma Üzerine”, “İnsan ve İslam”, “Devlet ve İnsan”, “Yakınçağ Batı Dünyası ve Türkiye’deki Yansımalar”, “Şiirin Geçitleri”, “Açılı/yorum” ve son olarak da anılarını kaleme aldığı “Unutulmuşluklar” kitabını 1999 yılında yayımladı.


İstanbul'daki Osmanlı merhametinin simgesi: Kuş sarayları

Türk basınında Ayasofya ve Fetih

Devlet Tiyatroları Anadolu turnesinde

Читайте на 123ru.net