World News in Turkish

Kıbrıs'ta 50 yıl önce onurlu ve huzurluyduk, 50 yıl sonra nasılıız?

Kıbrıs'ta 50 yıl önce onurlu ve huzurluyduk, 50 yıl sonra nasılıız?

Değerli silah arkadaşım Atilla Çilingir'in şahsıma gönderip  görüş ve düşüncelerimi öğrenmek istediği yazısı nedeniyle  onur duyduğumu belirterek  kendisine  teşekkür ediyorum.

Değerli Atilla Çilingir’in yazısının başlığı “50 YIL ÖNCE, 50 YIL SONRA KIBRIS…” olup aşağıdaki erişimden okuyabilirsiniz?

Atilla ÇİLİNGİReditör kısıtlı / 50 YIL ÖNCE, 50 YIL SONRA KIBRIS… (olaylaratercuman.com)

Zamanlaması  nedeniyle çok önemsediğim yazısını  iki (2) bölüm halinde değerlendirmeye çalışacağım.  

1-BİRİNCİ BÖLÜM:

    A- Tarihi Bağlam ve Olayların Anlatımı:

Sayın Çilingir, 20 Temmuz 1974'te Türk ordusunun Kıbrıs'a müdahalesinin, adada yaşayan Türklerin varoluş mücadelesi olduğunu,  Rumların baskılarına karşı verilen bir barış harekatı  olarak değerlendiriyor.

Aynı zamanda  1974 Kıbrıs Barış Harekatını  Türkiye'nin Kıbrıs'taki soydaşlarını korumak amacıyla  yapıldığına  işaret ediyor.

 B- Kıbrıs Barış Harekatı'nın Nedenleri:

1950'li yıllardan itibaren artan Rum baskıları, 1963 ve 1974 yıllarında doruk noktasına ulaşıyor. Kıbrıslı  Türklerin, Rumların saldırılarına karşı yetersiz silahlarla kendilerini korumaya çalıştığını, ve fakat  Türkiye’nin  garantör ülke sıfatıyla  Kıbrıs Türklerini  korumak maksadıyla müdahale ettiğini  söylüyor.

C- Müdahalenin Sonuçları:

Türkiye'nin müdahalesi sonrasında Kıbrıs'a barış getiriliyor.

1974 Kıbrıs Barış Harekatının bizzat içinde savaş veren  değerli silah arkadaşım Atilla Çilingir, Türkiye'nin müdahalesinin yasal ve meşru olduğunu, bu müdahale sayesinde Kıbrıs Türklerinin soykırımdan kurtarıldığını belirtiyor.

Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kurulmasının ve adada yaşayan Türklerin güvenliğinin sağlanmasının önemli bir kazanım olduğunu  değerlendiriliyor.

D- Bugünkü Durum ve Değerlendirme:

 Verdiği mesajla, Kıbrıs'ta 41 yıldır faaliyet gösteren bir devletin (KKTC)  -Türkiye'nin dışında  hiçbir ülke tarafından tanınmamasına rağmen -varlığını sürdüğünü vurguluyor.

Türkiye'nin müdahalesinin  olmaması halinde  Kıbrıs Türklerinin büyük bir soykırım ile karşı karşıya kalabileceğini değerlendiriyor. 

2-İKİNCİ BÖLÜM:  

Atilla Çilingir  bu bölümde,   Kıbrıs Barış Harekâtı'nın başarısız olması durumunda ortaya çıkacak senaryolara yönelik değerlendirmesi oldukça çarpıcı ve milli bir perspektiften ele alınmış.

Bu bölümü,  -yazıda öne çıkan anahtar noktaları dikkate alarak -aşağıdaki   başlıklar altında değerlendirmeye   çalışacağım.  

A-Milli Dava ve Vatan Toprağı:

Sayın Çilingir, Kıbrıs meselesini Türk milletinin milli davası olarak nitelendiriyor ve bu toprakların kaybedilmesinin büyük bir travma olacağını belirtiyor.                                                                                                                                                               

Yine Kıbrıs, Türk kimliğinin bir parçası olarak görülüyor ve bu vatan toprağının kaybedilmesi halinde  ulusal onurumuzun  büyük  yara  alacağına işaret ediyor.  

Bu bakış açısıyla, vatan sevgisinin ve milli birlikteliğin önemi vurgulanıyor.

 B-Stratejik Önemi:

Kıbrıs'ın Orta Doğu'ya yönelik stratejik önemi, yazıda sıkça dile getiriliyor. Kıbrıs’ın Yunanistan’ın eline geçmesi durumunda, Türkiye’nin güneyden kuşatılacağına ve stratejik avantajlarını kaybedeceğine işaret ediliyor.  

Türkiye açısından Kıbrıs’ın  stratejik konumu dikkate alınmadığında ise  Akdeniz’deki dengelerin altüst olacağını  ve Türkiye’nin enerji kaynaklarına erişiminin tamamen  kısıtlanacağını öngörüyor.  

C-Lozan Anlaşması ve Denge:

Lozan Antlaşması ile kurulan dengenin,  Kıbrıs’ın Yunanistan’ın kontrolüne geçmesiyle bozulabileceğini,  Ege ve Akdeniz’deki Türk-Yunan ilişkilerinde yeni gerilimlere yol açabileceğini, Lozan'da kurulan dengenin  sadece Kıbrıs için değil, genel olarak bölgedeki barış ve istikrar için de kritik bir rol oynayacağını saptıyor.

D- Mavi Vatan ve Enerji Kaynakları:

Mavi Vatan olarak adlandırılan Akdeniz'de  münhasır ekonomik bölgelerdeki enerji kaynaklarına atıfta bulunarak,  yine Kıbrıs'ın kaybedilmesi durumunda Türkiye’nin bu kaynaklar üzerinde hak iddia edemeyeceğini öngörüyor.  

Bu enerji kaynaklarının, ekonomik ve stratejik açıdan büyük öneme sahip olduğunu saptayarak  Türkiye’nin bu kaynaklara erişiminin sekteye uğramasının, ulusal çıkarlara büyük zarar  vereceğini de öngörüyor.

E-Milli Birlik ve Şehitlerin Hatırası:

Kıbrıs Barış Harekâtı'nda hayatını kaybeden şehitlerin hatırasına büyük saygı gösterilmesi gerektiğini ve bu harekâtın önemini vurguluyor. Türk milletinin vatan sevgisinin  ve milli birliğinin bu tür zorlu dönemlerde  zirve yaptığını dile getirip  mealen  “ en büyük güç ( TÜRK)  ölümü göze alan güçtür. (Türk) ”  ilkesinden hareketle    zaferin  göğüsleneceğine vurgu yapıyor.   

F-Liderlere ve Gazilere Saygı:

Yazının sonunda, Kıbrıs Milli Davası'nın liderlerine ve gazilere yönelik saygı ve minnet ifadeleri yer alıyor. Bu, milli davaların sadece geçmişte değil, gelecekte de hatırlanmasının   ve değer verilmesinin göz ardı  edilmemesini şiddetle tavsiye ediyor.  

Sevgili silah arkadaşım Atilla ÇİLİNGİR, ruhuna,  beynine  yüreğine ve kalemine  sağlık versin                                                    

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”

Читайте на 123ru.net