World News in Turkish

KIRILMADIK NE KALDI? (2)

KIRILMADIK NE KALDI? (2)

... Dünden devam

    Yalova Belediye’sinin; şehir içindeki bir yol kavşağında kazaları önlemek adına, kestirdiği ‘o asırlık çınarların’ katliamını, yanlışlığını da yazdım. Yaşam zenginliğimize renk katan hayallerimizin asla elde edilemeyeceğinin de altını çizdim…

     Ayrıca tarafsız bir gözlemle;

    Bu döneme damgasını vuran, ülkemizin yönetimini 3 Kasım 2002 tarihinde devralan Adalet ve Kalkınma Partisinin kuruluşu ve yapısını, o tarihten bu güne gerçekleşen dönemsel icraatlarını; iç ve dış siyasetteki uygulamalarını, başarılarını, başarısızlıklarını da anlattım.

    Ülkemizin 2001 yılında yaşadığı en önemli ekonomik kriz ‘Kara Çarşamba’ sonrasında, ülkeyi böylesine kara bir tablo içinde devralan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının; bir önceki hükümet döneminde Kemal Derviş’in hazırlamış olduğu ‘Güçlü Ekonomiye Geçiş’ programıyla ülkeyi bu ekonomik bataklıktan nasıl çıkardığına, bu süreçte ortaya koyduğu başarılı icraatlarına da yer verdim.

    Ama yerel yönetimlerdeki bu başarılı sürecin; özellikle son birkaç yıldır giderek düşüşe geçtiğini, bu süreçte yapılan eleştirilerin göz ardı edildiğini;  bu coğrafyayı vatan belleyen benim, senin, hepimizin, kısacası ülkemizin güzel insanlarının son dönemde ama özellikle 2000 yılından bugüne, yaşadıkları/yaşamak zorunda kaldıkları olayları, tarafsız bir gözle analiz etmeye çalıştım.

   Milenyumlu yılları barındıran bu süreçte; AB’ye giriyoruz söylemleriyle başlayan, yaşamımızdaki pek çok alışılmışın, değişim adı altında yeni bir boyuta geçtiği, Avrupa Birliğine uyum adı altında çıkarılan pek çok yasa ile neredeyse değişmedik hiçbir şeyin kalmadığı ülkemizde; bu değişim/dönüşüm sürecinde yaşanan ortak dertlerimize, müşterek sıkıntılarımıza da yer verdim.

    Ekonomisiyle, sosyal gelişimiyle, inanç zenginliğiyle, insanlık, komşuluk, arkadaşlık ilişkileriyle, doğal yaşamdan koparılan güzellikleriyle, göz ardı edilen yaşam tercihlerimizle gerçekleşen olayları; ilk ciltte anlatamadığım ama anlatılması gereken gerçekleri, yaşadıklarımla, mantığımla, vicdanımla, akıl ve gönül sesimle seslendirmek, belgelemek istedim.

   Ağırlıklı olarak 2000’li yılların ilk çeyreğinin 15 yılında; yurt içinde ve yurt dışında yaşanan olayların, ülkemize yansımalarının durum tespitini, tarafsız bir gözlemle anlatmaya gayret ettim.

    Özellikle PKK Terörünü sonlandırmak adına başlatılan kimi açılımların, demokratikleşme adı altında atılan adımların, en nihayetinde; devletimizin kuruluşundan bugüne bir ve beraber olduğumuz, aynı amaçlar doğrultusunda çalışıp, bu çalışmalarımızın meyvelerini hep birlikte paylaştığımız, hiçbir ayrım gözetilmeksizin birinci sınıf vatandaşlık haklarına sahip olduğumuz, Kürt kökenli kardeşlerimizle aramıza giren kimi siyasilerin faaliyetlerini, bu örgütün faaliyetlerini sonlandırmak adına başlatılan çözüm sürecini de tarafsız bir gözlemle analiz ettim.

   Ve tabii ki;

   2014 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında; ‘Yeni Türkiye’ söylemiyle nasıl bir mesaj verilmek istendiğini, neyin hedeflendiğini?

  Bu söylemin amacının 92 yıllık Türkiye Cumhuriyetinin, Devletimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve eserlerini mi hedef aldığını?

 Yoksa ülkemizi dünyanın 10 büyük ekonomisinden bir tanesi yapmak adına yola çıkanların, bu hedeflerine ulaşmak adına; küresel dünya şartlarını ülkemizin ekonomisine uyarlayarak, bu hedef için yabancı sermaye odaklı özelleştirme kıstaslarını mı kullandığını?

   Ya da, Türkiye’nin 2020’li yıllarının yönetim planlarını yapanların, bu amaca ulaşmak için pozitif bilimi, dini inançlar içerisinde eriterek mi bunu hedeflediğini?

 Analiz etmeye gayret ettim.

  Yukarıda sıraladığım bu soruların yanı sıra, ülkemizin:

  ‘Eğitim sisteminde yaşanan türlü değişimleriyle’, ‘gerçek sanatın, pozitif ilmin, bilimin göz ardı edildiği bir süreç yaşanırken’,‘giderek muhafazakârlaşan toplumumuzun sosyal gelişimiyle’ , ‘yükseköğretim gençliğimizin büyüyen sorunlarıyla’ , ‘dindar ve kindar nesil’ söylemiyle, ‘ din ağırlıklı eğitimin ilköğretim okullarına kadar girdiği’, ‘ ‘Osmanlıcanın zorunlu ders olacağı’ dayatmalarının yapıldığı bir süreçte; ’gelişmişliğin neresine ulaştığımızın/ ulaşabileceğimizin tespitini yapmaya çalıştım..!

Devam edecek...

Читайте на 123ru.net