Medeniyetler ürettikleri metinlerle yaşayabilirler
Uzun süredir üzerinde çalışılan bir proje olan “Hadis Veri Tabanı” projesi geçtiğimiz günlerde hizmete sunuldu. Kullanıcıların ücretsiz bir şekilde üye olarak oturum açabildiği sitede, her kullanıcı kendi notlarını, uygun gördüğü ayet ve hadisleri ve diğer çalışmalarını özel not defterine kaydedebiliyor. Uygulamaya dilenirse üye olmadan da erişim sağlanabiliyor. “Bu çalışma, aslında yeni metinler üretme imkânı ortaya koyan, hatta yeni metinler üretmeye teşvik eden bir çalışma. Dolayısıyla bilgiyi gizlemek değil, açık bir şekilde bütün ilgililere servis etmek için kuruldu” ifadelerini kullanan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ile koordinatörlüğünü yürüttüğü “Hadis Veri Tabanı” projesini konuştuk.
Kaynağa erişim sıkıntısını çözdük
Projenin bir hadis veri tabanı oluşturulması, hadislerin dijital ortama aktarılıp dijital ortamda hem erişim hem de kullanım kolaylığı sağlaması düşüncesiyle ortaya çıktığına işaret eden Prof. Dr. Yavuz Ünal, hadisleri doğru anlama ve doğru bilgiye erişme noktasında hadis veri tabanının bir güvence oluşturduğunun altını çiziyor. Özellikle dil ve kaynak kısıtlılığı sebebiyle Arapçaya hakim olmayan kişilerin hadislerle ilgili arama ve araştırmalar yaparken Türkçe olarak browserlar yani web tarayıcıları üzerinden Türkçe metinlere eriştiğine dikkat çeken Ünal, “Söz konusu rivayetin gösterilen yerde ve gösterildiği şekilde olup olmadığı, gösterilen kaynağa erişimde ve kaynak gösterme noktasında ciddi bir sıkıntı vardı. Daha da vahimi hadislerle ilgili bir istismar alanı ve ihtimali vardı. Zira orijinal bağlamından çıkarılan dolayısıyla evsizleştirilen metinlerin her türlü kullanıma açık olduğu malumdur. Projenin temel hedeflerinden biri de doğru bilgiye erişimi kolaylaştırmak, dolayısıyla akademik camiada üretilen tez, makale, kitap ve benzeri çalışmalarda, bilginin doğruluğu ve güvenilirliği hususunda ikna edebilecek bir üslup ile doğru bilginin topluma sunulmasıydı. Bunun için bir veri tabanı oluşturmaya ihtiyaç duyduk” açıklamasını yapıyor.
Yapay zekâyla yeni bir tasnif
Ünal, “Hadis Veri Tabanı” projesiyle yeni bir tasnif metodolojisi ortaya çıkarmayı hedeflediklerini anlatıyor: “Örneğin ‘Kişi sevdiğiyle beraberdir’ « الْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ » hadisini bu kalıbı, ya da söz dizimini kullanmaksızın bu anlamı ifade eden farklı metinleri ya da bu kalıbı kullanmaksızın bu vurguyu ortaya koyan metinleri, hatta zıddını ima eden metinleri makina öğrenmesiyle ortaya çıkarabiliriz. Biz burada tasnifte yeni bir yöntem öneriyoruz. İnsan eliyle çok ciddi bir zaman ve emek isteyen bu tasnif, yapay zekâ ile daha süratli ve kapsamlı bir şekilde ortaya çıkarılıyor.”
Projede kullanılan “makine öğrenmesi-yapay zekâ”nın sağladığı katkıyı “Her söz, özel bir bağlamda ortaya çıkıyor. Onun doğru anlaşılması da ait olduğu bağlamın doğru okunmasına bağlıdır. Benim bu sözü doğru anlayabilmem ve bugüne taşıyabilmem için, onun doğduğu bağlama vâkıf olmam gerekiyor. O bağlamı inşa edebilmem için de bu söz ‘Kim tarafından, kime, nerede, hangi şartlarda, ne zaman ve kimlerin dâhil olduğu ortamda söylendi?’ Bunları bilmem gerekiyor. Doğruluk testi için de sözün inşa ettiği uygulama ya da uygulamayla uyum durumunun dikkate alınması gerekmektedir. Oradaki olguyu tasvir edebilmek için metnin bağlamını, daha sonra da o bağlamı ortaya çıkaran her râvînin o sözü aktarırken kullandığı söz dizimini, öne çıkardığı hüküm ve benzeri parçaları dikkate alıp ana resmi inşa etmeli” sözleriyle anlatıyor. Ana resmi inşa etmenin yeni metinlerin üretilmesine imkân hazırladığının altını çizen Ünal, “Tartışmayı ‘sahih’, ‘zayıf’, ‘uydurma’ gibi yargılardan uzaklaştırarak dinin kurucu metinlerinin kurucu olma misyonunu sürdürmesini istiyoruz. Dolayısıyla tartışmayı ‘sahih’ ya da ‘sahih değil’ bağlamından çıkarıp ana anlamı inşa ederken söz konusu rivayetin anlamlı olup olmadığına ve bunun ana resmi inşa noktasındaki katkısına ilişkin bilgi, uygulamada birinci aşamayı oluşturuyor. İkinci aşamada ise bu bilginin doğrulanması gerekiyor” diyor. Burada bir olgu tasvirine gidildiğini anlatan Ünal, açıklamalarını “Bu sefer tersine bir işlem yapmak suretiyle ‘Bu iddianın, bu hükmün aksini ortaya koyan bir metin, bir değerlendirme var mı?’ Bu da ‘zıddı’, o bilginin zıddıyla teyit edilmesi. Bu anlamda ikinci bir süreç işletiliyor. Anlamı şekillendiren, şekillenen anlamın oluşumuna katkı sağlayan ve anlamı olumsuzlayan. Olumsuzlama, sınırları belirleme noktasında ciddi katkı sağlayacaktır. Üç farklı boyuttan bahsediyoruz Arzu ettiğimiz, bunun bir yapay zeka ile yapılması ve bir metin olarak kullanıcının önüne çıkması” şeklinde sürdürüyor.
Hadisler yersiz tartışmaların gündemi olamaz
Bu proje ile asıl varılmak istenen sonucun hadislere olan güveni yeniden inşa etmek olduğunu söyleyen Ünal, “Sıradan birisi, laf olsun diye hadisin sahih olup olmadığını tartışmamalıdır. Dinin kurucu metinlerinden olan hadisleri, artık bu tarz tartışmaların nesnesi olmaktan çıkarmak gerekiyor. Hz. Peygamber’e (sav) olan itimadı ve O’nun misyonunu O’na imanla birlikte değerlendirmek lazım. O’nun uygulama ve beyanlarının ifadesi olarak bize ulaşan rivayetleri de yerinde ve yeterli insanların değerlendirmesi gerek” diyor. Son olarak “Medeniyetler, metin üretebildikleri sürece yaşamlarını sürdürebilirler” ifadesini kullanan Ünal, “Bizim burada arzu ettiğimiz şey, Türk-İslam kültürünün yeniden ihtiyaç duyulan metinler üretilebilmesi için bunu yapabilecek kişilere, herkesin anlayabileceği şekilde kurucu metinlerin servis edilmesi” diyor.
İslam dünyası ve kültürü için bir değer koyuyoruz
2006 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nca desteklenen, 105 bilim insanının katılımıyla gerçekleşen ve yedi cilt olarak yayınlanan “Konulu Hadis Projesi”nin de koordinatörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Yavuz Ünal: “Hadislerle İslam çalışmamızdaki temel amaç, doğru bilgiyle ortalama okurun anlayabileceği ve toplumun ihtiyaç duyduğu metni üretmekti. Bu metin üretildi ve yedi cilt olarak basıldı. Bugün topluma gerçekten hizmet de ediyor. ‘Hadis Veri Tabanı’ çalışmasıyla, o amacın bir üst versiyonunu gerçekleştiriyoruz. Bu kez amacımız, sahih hadislerle bir database oluşturmak ve bu datayı toplumun tamamıyla paylaşmak.” Halihazırda çalışmayı her ne kadar Türkiye’de ve Türk akademisyenlerle yürütüyor olsalar da yakın gelecekteki hedeflerinin bu projeyi uluslararası bir veri tabanı olarak kullanılması olduğundan bahseden Ünal, “Bunu sadece Türk kültürü açısından, Türkiye açısından değil İslam dünyasının tamamı açısından bir değer olarak algılıyoruz” diyor.
Râvîlerin bilgilerine de ulaşılabilecek
“Hadis Veri Tabanı projesinin ilk gününden itibaren hadislerin yeniden tercüme edilmesi, ihtiyaç duyulan noktalarda notlandırılması ve hadislerin birbirleriyle ilişkilendirilmesi gibi pek çok önemli adım tamamlandı. Bu notlandırma ve tercümede, rivayetin güvenilirliği açısından olduğu kadar, kültürel unsurlarla ilişkilendirilmesi gibi bir çok alanda misyon üstlenen yer, zaman ve özellikle de râvî bilgisi önemli ipuçları taşıyor. Bu nedenle veri tabanı, sadece hadis metinleriyle sınırlı değil, hadisleri rivayet eden râvîlerin de bilgilerini içeriyor. Her bir rivayeti, kim, kimden ve nasıl aldığını da gösteren info grafikler oluşturulabiliyor. Râvî ağını ve kişisel bilgileri ortaya koyabilen bir saha çalışması yapılıyor. Ünal, sözlerini “Bizler bütün rivayetlere râvîler üzerinden, râvîlerin aktarmasıyla ulaşabiliyoruz. Ama her bir râvî, tek bir perspektiften bakıyor olaya. Dolayısıyla o olayı anlatan ilk râvîlerin, anlatım formunu kendisinin oluşturduğunu ve onu öne çıkardığını görmekteyiz. Bu çalışma ve sunulan imkân, metodolojinin yeniden konuşulmasını gerektirecek olan bir açılım sağlayacaktır” şeklinde tamamlıyor.