Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrailli yetkilileri yargılayabileceği savunuluyor
İspanya, İrlanda, Kolombiya, Brezilya, Filistin, Güney Afrika, Bangladeş, Bolivya, Komorlar ve Cibuti, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında "yakalama kararı" çıkartılması talebini değerlendiren UCM'nin ilgili ön inceleme dairesine sunduğu yazılı beyanda, Mahkemenin Roma Statüsü uyarınca Filistin topraklarında suç işleyen İsrailli yetkililer hakkında yargı yetkisine sahip olduğunu belirtti.
Kolombiya, UCM'nin, işgal altındaki topraklar da dahil olmak üzere Filistin topraklarında işlenen eylemler üzerinde yargı yetkisine sahip olduğunu savunurken, Brezilya Oslo Anlaşmalarının UCM'nin Filistin'deki durum üzerindeki yargı yetkisini hiçbir şekilde engellemediğini kaydetti.
Şili ve Meksika ortak beyanlarında Oslo sürecinin UCM'nin İsrailli yetkililer aleyhine yapacağı yargılamaları engellemediğini savundu.
19 Birleşmiş Milletler (BM) raportörü ve uzmanı yargılamayı destekliyor
UCM'ye ortak beyanda bulunan 19 BM raportörü ve uzmanı, UCM'nin İsrailli yetkililer hakkında yargılama yetkisine sahip olduğunu, Netanyahu ve Gallant hakkında soruşturma yürütülebileceğini bildirdi.
ABD, Almanya, Çekya ve Macaristan, İsrail'in tezlerini savundu
UCM'ye taraf olmayan ABD ile UCM üyesi Almanya, Çekya ve Macaristan ise Mahkemeye sundukları beyanlarında İsrail'in tezlerini savundu.
Çekya ve Macaristan, Oslo Anlaşmalarının, Filistin'in ve dolayısıyla UCM'nin İsrailli yetkililer üzerindeki yargı yetkisini kısıtladığını ileri sürerken Almanya, İsrail'in kendi vatandaşlarının karıştığı suçları kendisinin soruşturması için UCM'nin zaman vermesi gerektiğini iddia etti.
STK ve hukukçular her iki görüşü de savunuyor
Londra, New York ve Ottowa merkezli Yahudi kuruluşları UCM'nin İsrailli yetkililer hakkında yargı yetkisi olmadığını iddia ederken Filistin destekçisi sivil toplum kuruluşları (STK) ve Arap Ligi, İsrailli yetkillerin UCM'de yargılanabileceği görüşünü savundu.
İngiltere'nin girişimi eleştirilmişti
İngiltere, 10 Haziran 2024'te "Filistin'in Oslo Anlaşmaları uyarınca İsrail vatandaşları üzerinde cezai yargı yetkisi kullanamadığı durumlarda, UCM'nin İsrail vatandaşları üzerinde yargı yetkisi kullanıp kullanamayacağı" konusunda yazılı beyanla gözlemlerini sunma talebinde bulunmuştu.
İngiltere'nin görüş sunma girişiminin, halihazırda yavaş ilerleyen UCM'deki Filistin soruşturmasını yavaşlatacağı yönünde eleştiriler gelirken, İngiltere'nin, Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama kararına karşı çıkabileceği dile getirilmişti.
İngiltere adına UCM'ye talebi iletilen, dönemin Başbakanı Rishi Sunak, UCM Savcılığının "yakalama kararı" çıkartılması için başvuru yapmasına, Gazze'deki duruma yardımcı olmayacağını söylemiş ve buna karşı çıkmıştı.
İngiltere'de 6 Temmuz'da görevi devralan Başbakan Keir Starmer hükümetinin ise Sunak hükümetinden farklı olarak Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama kararına karşı çıkmayı düşünmediği ve beyanda bulunmayacağı bilgisi basına yansımıştı.
UCM'ye beyanda bulunma usulü
UCM Muhakeme Kurallarının 103. maddesi uyarınca, yargılamanın herhangi bir aşamasında, davanın doğru bir şekilde karara bağlanması için gerekli görürse bir devlet, kuruluş veya kişinin, yazılı veya sözlü olarak UCM'ye görüş bildirmesine izin verilebiliyor.
Bağlayıcı olmayan tavsiye niteliğindeki bu beyan sunma usulü, birçok ülke ve kuruluş tarafından Mahkemenin vereceği kararı etkilemek amacıyla kullanılıyor.
Savcılığın, UCM'ye sunulacak Amicus Curiae beyanlara cevap verme hakkı bulunuyor.
UCM, daha önce eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir hakkındaki dava ve Filistin topraklarındaki yargı yetkisine ilişkin, UCM Muhakeme Kurallarının 103. maddesi uyarınca Amicus Curiae beyanda bulunulmasına izin vermişti.