Bükreş Dokuzlusu’ndan Paralel NATO’nun iflasına
Temmuz 2019… Kiev President Otel’deyiz. Alman Friedrich Ebert Vakfı’nın ev sahipliğinde “NATO’nun Doğu Kanadında İşbirliği Arayışları” konulu bir toplantı düzenleniyor. Otel koridorlarında 20’li yaşlarda, oraya buraya koşan genç kızlar, toplantı salonunda uluslararası yetkin askeri uzmanlar bulunuyor. NATO üyesi Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya’nın girişimi ile oluşturulan ‘Bükreş Çalışma Grubu’ konulu toplantının ev sahibi Ukrayna. Bükreş Dokuzlusu (B9) Karadeniz’in kuzeyinde etkili bir savunma konsepti geliştirmek amacıyla iş birliğini öngörüyor. Karadeniz’de en büyük kıta sahanlığına sahip, tek NATO hava gücü Türkiye bu platformda yok. Bırakın platforma üye olmayı, etkinlikte misafir bile değil.
DOKUZ YIL ÖNCE KURULDU
Merkel Almanya’sının Rusya ile ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptığı dönem.
Norveç’te NATO tatbikatında Atatürk’ün resminin nişan tahtasına konulduğu günler. 4 Kasım 2015 tarihinde Bükreş’te Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda platformun kurucuları. Geçen on yıla yakın süre içerisinde Türkiye’nin NATO bünyesinde tecrit edilmesi tek ulaşabildiği hedef. Dönemin Romanya Cumhurbaşkanı “Klaus” Romanya’daki azınlığa mensup, bir Alman.
TÜRKİYESİZ KARADENİZ
B9’un ortaya çıkışının başlıca nedeni Kırım’ın Rusya tarafından işgali. Dönemin Romanya Milli Güvenlik Akademisi Dekanı Dr. Iulian Fota “Bu yıl sonunda yapılacak NATO zirvesine gelişmeler ışığında yeni bir format oluşturulması konusunda hazırlık amacındayız” diyor. NATO’nun doğuda bitmek tükenmek bitmeyen hazırlıkları malum bugün de sürüyor. Bu hazırlıkların Ukrayna’ya, Türkiye’ye, Gürcistan’a, Moldova ve Romanya’ya maliyeti ise dün olduğu gibi bugün de öngörülemiyor. Ukrayna’da Cumhurbaşkanı Zelenski yeni iktidara gelmiş. Ukrayna ve Türkiye Karadeniz’de en büyük kıta sahanlığına sahip ülkeler. Buna rağmen Türkiye’nin Güneydoğu Avrupa’da ve Karadeniz havzasında dışlanmasına yönelik adımlar birbirini izliyor.
NATO güçlerinin Dedeağaç’ta toplanmasının, “Kobani’de PKK’nın yeniden yapılanması”nın, NATO üyesi Amerika ile izdivacın hazırlık günleri. Osmanlı döneminde “Özi Kalemiz”in bulunduğu Karadeniz sahilinde Amerikan İkmal Üssü inşası bile konuşuluyor. Bugün Ukrayna Savunma Bakanı olan Kırım Türkü Rüstem Ömerov’un genç bir aday olarak Ukrayna genel seçimlerine hazırlandığı 2019 yazı. Rusya 70 bin ila 120 arasında bir kuvveti Ukrayna sınırına yığmış. Sürekli tatbikat yapıyor. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Habertürk söyleşisinde Akdeniz ve Karadeniz havzalarını içine alacak Ukrayna merkezli bir harbin uyarısını yapıyor.
YANLIŞ HESAP ŞAM’DAN DÖNER
Toplantıya katılan NATO ülkelerinden sadece Bulgaristan ve Romanya’nın Karadeniz’e sahili var. İki ülkenin de NATO standardında ne bir gemisi ne de bir uçağı var. Bulgaristan hava savunmasını MİG’ler ile Romanya Tuna Deltası’nda devriyelerini ahşap teknelerle yapıyor. Bu hadiseleri tek tek yazmamızın nedeni Türkiye’ye karşı bitmek tükenmek bitmeyen taassup duygusunun Amerika ve Avrupa’yı bugün nasıl bir sıcak savaşın eşiğine getirdiği hususu. Böylesi fantezi dolu bir toplantıya ev sahipliği yapan Ukrayna’nın ise nasıl bir felakete sürüklediğinin anlaşılması. Lakin o dönem Avrupa’nın derdi Türkiye’yi NATO’da, Karadeniz’de bile tecrit etmek. “Karadeniz’in stratejik önemi”, Türkiye’nin “kilit ülke” olma özelliği sürekli vurgulansa da gaye Türkiye’nin olmadığı konseptler geliştirmek. Avrupa’nın böylesine bir ihtirası bugün dört yıl sonra Somali’den Libya’ya, Şam’dan Karabağ’a Türkiye etkisinde bir alanın doğmasına vesile oluyor.
İNGİLTERE UYARIYOR
“Rusya Balkanlar'da, Gürcistan’da ve Ukrayna’da demokratik süreci çeşitli savaş yöntemleri ile blokluyor” diye o günlerde Ukraynalılar feryat ediyor. Bu tür fanteziler dışında Avrupa’nın güvenlik zaafını o gün gören İngiltere. Haziran 2019’da Ukrayna’da cephe hattını İngiltere Genelkurmay Başkanı Sir Mark Carleton-Smith ziyaret ediyor. İngiliz bordo berelilere hitaben yaptığı konuşmasında “Rusya Batı’ya karşı hazırladığı savaşın tatbikatını Doğu Ukrayna’da uyguluyor” sözleri ile dünyayı uyarıyor. Bükreş 9’lusu önemli toplantılarından birini 10 Mayıs 2021’de gerçekleştiriyor. ABD Başkanı Joe Biden video konferans ile zirveye katılıyor. Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis Rusya’nın Ukrayna sınırı yakınlarında Rus birliklerini mobilize etmesinin ardından “Blokun doğu kanadında daha güçlü müttefik askeri varlığının gerekliliği” çağrısında bulunuyor.
RUS İŞGALİ BAŞLIYOR
Sonunda Ukrayna’ya Rus işgali başlıyor. O dönemde Türkiye’nin Avrupa’nın Güney Doğu kanadında görmezden gelinen rolünü Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasily Bodnar kısa süre önce yaptığı açıklamada bakın nasıl vurguluyor: “Ukrayna’da savaşın başlangıcında Türkiye, İstanbul ve Çanakkale boğazlarını kapattı. Bu, Rusya’nın Odessa, Nikolayev ve diğer bölgeleri ele geçirmesini engelledi.”
İlker Başbuğ daha 2019’da yaşanacakları görüyor ve uyarıyor: “Rusya Kırım'a geldi oturdu. Bulgaristan ve Romanya'yı kaybettikten sonra artık Gürcistan ve Ukrayna'yı kaybetmez, savaşı göze alır. Çünkü ikisini kaybetmesi demek Karadeniz'i kaybetmesi demek. Biz ne yapacağız? Montrö'yü tarafsız olarak uygulayacağız.” Nitekim Karadeniz’deki Rus donanmasına mensup 13 gemi Neptün füzeleri ile Ukrayna tarafından batırılarak yok ediliyor.
BİR BAŞKA ALMANYA
Ukrayna’da işgalin başlaması ile Almanya değişime uğruyor… 25 Şubat 2022 tarihinde, Avrupa Komisyonu Başkanı Alman siyasetçi Ursula von der Leyen'in de katılımıyla B9 grubu, 2022 yılında Rusya'nın Ukrayna'yı işgali için bir araya geliyor. Lakin nafile.
Bu toplantılar ne Avrupa’nın güvenliğini sağlamaya yetiyor ne de Avrupa’da yaşayan insanların korkularını yenmeye.
Eylül ayında New York BM zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman Başbakanı Scholz’u Türk Evi'nde kabul ediyor. İki ülke arasındaki ortak konular ile Ukrayna ve Suriye savaşı ele alınıyor. Bu görüşme “Türkiye Suriyeli sığınmacıları geri alacak” şeklinde servis edilse de gündemin güvenlik stratejileri olduğu biliniyor.
Zira, Almanya her geçen gün artan bir Rus savaş tehdidine inanıyor. Bir kanat ülkesi olarak Amerika ve Rusya arasında yaşadığı sıkışmayı Türkiye ile giderecek adımlar arıyor.
Biden’ın Berlin’e yaptığı veda ziyaretinin ardından Başbakan Scholz yeniden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere 19 Ekim tarihinde Türkiye’ye geliyor. Eurofighter alımı dahil birçok konu gündemi oluşturuyor. İşte o gün bugün Alman kamuoyunda Türkiye ile ilgili haberlerde bir yumuşama görülüyor.
DİPLOMATİK TRAFİK
Almanya Başbakanı, Türkiye’deki temaslarını tamamlıyor. Bu kez seçilmiş Amerikan Başkanı Donald Trump ile görüşen yeni NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Türkiye ziyareti başlıyor.
Ziyaretin ardından “Almanya’ya 800 bin asker lazım. Almanya Türkiye’den asker istedi” ve “Amerika F-35’leri veriyor” iddiaları gündeme geliyor. Tüm bu temaslar NATO, Amerika, Türkiye ekseninde bir değişime işaret ediyor.
Gerçekte Avrupa’da ciddi bir savaş kaygısı yaşanıyor.
Birkaç başlık vermek gerekirse “Litvanya’ya gönderilen 40 uçaklık Alman uçak filosuna” ilaveten bu ülkedeki Alman askeri gücünün, “tugay, tümen hatta kolordu seviyesine çıkartılması” gündemde.
Almanya’da sığınaklar aktive edilirken, 1 Ocak 2025’ten itibaren yeni bir askerlik uygulamasına geçiliyor. Buna göre 23 aya kadar askerlik seçeneği sunularak asker sayısının kademeli olarak 175 binden, 230 bine sefer görev emri alacak yedek askerlerle 2025 sonunda 300 bine ulaşacağı bir “örtülü seferberlik” öngörülüyor.
Almanya Türkiye’den asker talep etmiyor. Lakin, ülkede yaşayan 500 bin dolayındaki Türk gencini askere alacak bir profesyonel askerlik konseptinin üzerinde duruyor.
Sonuç olarak NATO ve Avrupa, Türkiye’yi izole eden konseptlerden son dört haftada çark ediyor.
PARALEL NATO’NUN SONU
“Erdoğan'ın Türkiye'si” bugün Suriye'deki iç savaşın bitimine, Suriyeli mültecilerin evlerine dönmesine olanak tanıyan, Suriye'yi İran'ın ekseninden çıkaran, Rusya'yı dışlayan ve Hizbullah'ı izole eden bir güç olarak batının güvenlik zafiyetlerini gideriyor. Türkiye’nin yükselişinin Batı'ya getirdiği stratejik faydalar ise Avrupa'ya mülteci akışının durdurulması, Karabağ çatışmasını sona erdirilmesi, Rus “barış gücü” askerlerini Güney Kafkasya'dan çıkartılması, Libya'da Rus gücünün önünün kesilmesi, Moskova'nın Karadeniz'i bir Rus gölü haline getirmesinin engellenmesi, Rusya'ya karşı Ukrayna'ya desteği olarak sıralanıyor.
Türkiye ekranlarına gelince... Suriye konusunda “Amerika-Rusya ile, Rusya-İran ile, İran-İsrail ile, PKK Amerika ile çok büyük anlaşmalar yapmış!” NATO’nun eski ezberinin yenilendiğinin henüz farkında değiller. Bu zevata göre bir tek Türkiye’nin Münbiç’te PKK varlığının, Suriye’de Esed rejiminin sonlandırılmasıyla hiçbir alakası yok!
Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu’nun AGİT Genel Sekreteri olarak atanmasını “Paralel NATO” olarak adlandırabileceğimiz Türkiye’yi dışlayan konseptin yıkılış miladı olarak alabiliriz.
Türkiye’ye karşı Dedeağaç-Bükreş eksenli “Paralel NATO” arayışlarının sonuna gelindi. Neden mi? Romanya’da cumhurbaşkanlığı seçimleri ‘Rusya etkisi’ nedeni ile iptal edildi. Ne zaman yapılacağı belli bile değil. Bükreş, Moldova, Trans Dinyeper hattı da artık istikrarsızlığın ana merkezlerinden biri konumunda.
Nitekim önceki gün İngiliz Savunma Bakanı Maria Eagle Ankara’ya geliyor. Eş zamanlı olarak İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait iki Eurofighter Typon Ankara Akıncı Hava Üssüne iniyor. İngiltere NATO’nun Türkiye’ye savaş uçağı satılmasına yönelik ambargosunu kırıyor.
Yine bir Alman olan AB Komisyonu Başkanı Ursula von Layen Ankara’ya geliyor; “Türkiyesiz Olmaz” diyor.
Paralel NATO iflas ediyor, gerçekten Türkiyesiz olmuyor!
Türkiye'den tarihi imza: İlk kez bir AB ve NATO ülkesine askeri gemi ihraç edilecek