Yalova'da endemik bitkiler korunup çoğaltılarak geleceğe taşınıyor

Tarım ve Orman Bakanlığının desteğiyle Yalova'da karasal ve iç su ekosistemleri envanter ve izlemesinin gerçekleştirildiği proje kapsamında doğada sayılarının azaldığı tespit edilen rumex, uludüğme, hevajo, akbaşlı çalba, ipek sığırkuyruğu, öküz çıngırağı, kulindor, adrasan düğmesi gibi bitkilerden tohumlar toplanıyor.

Yalova Üniversitesi ile DKMP Yalova Şube Müdürlüğü arasında 2020 yılında imzalanan protokol doğrultusunda bu tohumlar, Yalova Meslek Yüksekokulu Peyzaj ve Süs Bitkileri Programı Uygulama ve Araştırma Laboratuvarı ile seralarında fideye dönüştürülüyor.



Fideler, gelecek nesillere miras bırakılması amacıyla DKMP Çınarcık Şube Şefliği arazisinde oluşturulan "Yalova'nın Endemik Bitkileri Koleksiyon Bahçesi"nde çoğaltma işlemleri yapıldıktan sonra alınarak doğal ortamlarına taşınıyor.

DKMP Yalova Şube Müdürü Nevzat Alğan, endemik bitkilerin korunması, çoğaltılması ve gelecek nesillere ulaştırılması amacıyla 4 yıldır üniversiteyle ortak çalıştıklarını, bu kapsamda üretime 7 bitkiyle başladıklarını söyledi.

Yalova'nın endemik bitki türü sayısının 29'a çıktığını anlatan Alğan, şu bilgileri verdi:

"En son 'rumex' adında bir bitkimiz oldu. Bu bitki sulak alanlarda lokal endemiğe dönüşmüş durumda. Çalışmalarımız sonucunda rumexin sadece Yalova ve İznik Gölü'nde bulunduğu tespit edildi. Bu rumexin de üretimine başladığımız zaman sonuca varmış olacağız. Bunda emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Bu işleri alnımızın akıyla gerçekleştirdik. Burası Türkiye'de örnek bir alan. Endemik bitkilerin üretilip çoğaltılıp tekrar doğal yaşam alanına bırakıldığı bir yer. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmadan bitkilerin tekrar doğaya kavuşturulması söz konusu. Arkadaşlarımız sahada sürekli farklı türleri getiriyorlar. Böyle bir tespit daha olursa tabii ki onları da üreteceğiz."



"Uluslararası Doğayı Koruma Birliğine göre 2 bitki türü kritik düzeyde"

Yalova Meslek Yüksekokulu Park ve Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Yücel ise endemik bitki bahçesinde şu ana kadar 21 bitkinin çoğaltılması işlemini gerçekleştirdiklerini bildirdi.

Kısa zamanda diğer 8 bitkiyi de yetiştirip bahçeyi tamamlamayı hedeflediklerini dile getiren Yücel, "Bunlar ülke adına da çok önemli kaynaklarımız. Türkiye çok özel bir ülke, çok özel bir coğrafya. Dünyanın özel ülkelerinden biri." dedi.

Yücel, endemik bitkilerin özel olarak korunması gerektiğini vurgulayarak, bahçedeki bitkilerden "rhaponticoides wagenitziana"nın varlığının kritik düzeyde tehlike altında olduğunu, bunu koruma altına almaktan mutluluk duyduklarını ifade etti.



DKMP Yalova Şube Müdürlüğünde şef olarak görev yapan biyolog Esra Keskin Uzel de projeyle doğal zenginliklerin korunması ve Türkiye'ye ait özgün bitkilerin koruma altına alınıp devamlılıklarının sağlanmasının amaçlandığını belirtti.

Türkiye'de 13 bin 404 takson tespit edildiğini, bunların yüzde 24,4'ünün endemik olduğunun belirlendiğini anlatan Uzel, şöyle konuştu:

"Doğaya çıktığımız zaman gördüğümüz her 4 bitkiden biri bu topraklara özgü. Biz de Yalova'da gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla tespit edilen 29 endemik bitkinin çoğaltılmasında görev yapmaktan son derece mutluyuz. Bu bitkiler doğada belki yok olmaya gidecek. İklim şartları veya insan etkisinden dolayı belki 20-30 yıl sonra yok olacaklar. Bunu küçük de olsa bir lokasyonda koruyabilmek çok önemli bir şey. Uluslararası Doğayı Koruma Birliğine (IUCN) göre 2 bitki türü kritik düzeyde. Bunlardan biri İznik Gölü ve Hersek Lagünü civarında olan rumex bitkisi, diğeri de Kaz Dağları'nda bizim karşılaştığımız rhaponticoides wagenitziana türü. Bunların dışındaki endemik bitkilerimiz de çok önemli."

Читайте на 123ru.net