Mızrak çuvala sığmaz…

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi, halen Almanya’da devam eden Avrupa Futbol Şampiyonası’nı tam anlamıyla bir seçim propagandası ortamına dönüştürmüş durumda.

EURO 2024’ün ilk gününden bugüne dek, yüzlerce kişiyi organizasyona çeşitli kılıflar altında götüren TFF, son olarak, Milli Takımımızın bugün Avusturya ile oynayacağı maç için tam 136 kulüp başkanını, tüm masraflarını federasyonun karşıladığı bir şekilde Leipzig’e götürdü.

Evet geçmişte de böylesine yurt dışı organizasyonlara götürülen başkan, yönetici, siyasi ve bürokratların olduğunu biliyoruz. Ancak, arşivler karıştırılıp detaylı bir inceleme yapılırsa net olarak görülecektir ki, hiçbir organizasyona davet edilen insan sayısı, halen devam etmekte bulunan Avrupa Şampiyonası’na götürülen kişi sayısına ulaşmamıştır.

Avusturya maçını izlemek için profesyonel liglerde mücadele eden tüm kulüp başkanlarına gönderilen davet mektubuna neredeyse tüm başkanlar icabet ettiler.

Geride bıraktığımız Cuma günü tüm kulüplere Genel Sekreter Taner Senseven imzasıyla iletilen yazıda davetin sadece kulüp başkanlarına yönelik olduğunun da altı çizildi. Yani herhangi bir yetkili değil de başkan. Acaba neden?

Bugün, yani 2 Temmuz Salı günü saat 11.20’de İstanbul’dan hareket edecek ve 3 Temmuz Çarşamba yani yarın öğlen 12.10’da geri dönecek olan kafilenin özel olmayan tüm masrafları TFF tarafından karşılanıyor.

Şimdi, bir tarafından bakıldığında gayet normal, geçmişte de uygulanan bir durum gibi görülse de, içinde bulunulan süreç adına hiç hoş bir tablo değil bu. Bir kere, yukarıda da altını çizdiğim gibi asla bu kadar çok kişi davet edilmemişti.

Ayrıca, şurada 15 gün sonra 18 Temmuz’da ilan edilmiş bulunan seçimli bir genel kurul var. Futbol tarihimizde hiç olmadığı kadar sıcak bir atmosfer ve tozun dumana karıştığı bir ortam var. Kaldı ki, işimiz gereği yakın olduğum kulüp başkan ve yöneticilerinden de çek ettiğim yakın markaj da alenen ortada. Orada, kapalı kapılar ardında neler olacağını, olabileceğini anlatmama gerek yok değil mi?

Tüm bunların dışında, bizzat Sayın Cumhurbaşkanının da dile getirdiği, devletin tüm kademelerine uygulanması için talimat verdiği tasarruf tedbirlerini de hepimiz biliyoruz. Maddi kaynaklarını devlet sağlamasa, özerk de olsa, TFF de bu ülkenin resmi çalışma yapısı olan bir kurumudur. Özerk olarak tanımlanmış olması bu tüzel kişiliğin, aslında yasa koyucu tarafından bir kamu tüzel kişiliği olarak algılandığı sonucunu değiştirmez.

Tam da buradan hareketle, Sayın Büyükekşi, her anlamda ekonomik sıkıntıların hüküm sürdüğü şu süreçte, böylesine bir uygulamayı, ‘masum ve sıradan bir davet’ olarak kime inandırabilir sizce.

Ancak Sayın Büyükekşi şunu aklından çıkarmamalıdır ki, “Mızrak çuvala sığmaz” atasözünü ve açılımını bu ülkede herkes iyi bilir…

Tabi, çıkar paydaşlıkları ve ‘gününü gün etme’ alışkanlıkları olanlar hariç. Bilmem anlatabildim mi?

Hoşçakalın…   

   

Читайте на 123ru.net