İstanbul kanalında vatikan hayali

İstanbul Rum kilisesinin bir gazetesi var, o gazeteyi kimse bilmez. Gazetede yayınlanan yazıda: yunanlıların amerika ile birlikte yaptıkları İstanbul planı yer alıyor. Kanal İstanbul ile alakalı senaryolarında:

Çıkacak bir savaşta yunanistan’ın kanal İstanbul'a kadar girerek Türkiye topraklarını alacaklarını, İstanbul kanalında ortada kalacak adanın rum kilisesine teslim edileceğini ve burada vatikan kurulacağını yazıyor!

Unutulmaması gereken: yahudilerin ellerindeki haritada da İstanbul kanalı var, yıllar önce çizmişler! İsrail yahudilerinin askeri üniformaların kolundaki harita da bambaşka bir sorun! ABD’nin soğuk sulara inme hayali: Kanal İstanbul yapılırsa kanaldan gemiyle Karadeniz’e girmek. Böylece kanalın boğazlar anlaşmasının dışında kalması ile boğazların hâkimiyetini Türklerden almak.

Yeryüzünde olduğu kadar yerin altında olduğu sanılan savaşçılarıyla Türkler: 1915 öncesi, yoksul ve eğitimsiz bırakılmıştı. Ağır vergiler altında inleyen bir Anadolu halkı vardı. Parası yoktu, yönetimde söz sahibi değildi. Savaştan savaşa sürülerek kullanıldı. Anadolu’da Türkler kıyıma varan şekilde erkeksizleşiyordu. Para ve silah azınlıkların elindeydi. Şeytan Abd yönetiminin hedef ülkelerde gerçekleştirdiği darbe ilk değildi, son da olmadı.

Bugünkü dinlerin mimarı emperyalist ülkeler; gragoryan olan ermenilerin dinini üçe böldü. Dini inanışları bölünen ermenilerin birçoğunu emperyalist hesapları için kullandılar. İngiliz, fransız, rus lejyonerliğine soyunan ermeniler, silahsız ve erkeksiz, kadın-çocuk ve yaşlı erkeklerin olduğu köylere saldırdı. Kadın, çocuk hepsini samanlıklara doldurup yaktı. Canlı canlı kuyulara doldurdu. Tecavüz sıradan olaylardı.

Doktor olduğunu söyleyen ermeni yaratık, pencereye çivilediği onüç yaşındaki Türk çocuğunun derisini canlı canlı yüzüp, kaç dakika yaşadığına baktı. Bu vahşet rus ordusuna dayanarak yapıldı. O rusya “sözde soykırımı" meclisinden geçirdi. “Türklerin gülerek ölmek” sözünün anlamı; lejyoner ermenilerin; el ve ayaklarından canlı canlı çivileyip güneşin altına koyduğu Türklerin ölürken yüzünün güler gibi gerilmesinden dolayı söylenmişti.

Bir tane Türk kalmadan yunanlılar tarafından Türkler soykırıma uğradı ve yok edildi. 1825 tripolide 80 bin Türk, bir gecede mora yarımadasında soykırıma uğradı. Adalardan “Bizi yunanların eline bırakmayın” diye İstanbul’a üst üste çekilen son imdat telgraflarının örnekleri yayınlandı. Yabancı bütün kaynaklarda bu kayıtlar vardır. yunan mezalimini nedense bizim tarih kitapları yazmadı!

Emperyalizmin lejyonerleri Türk topraklarına girecek, Türk Milleti’ne iftira atacak kadar cesaretliler. Onlara bu cesareti veren emperyalist güçler, "lejyoner siyasetçilerdir" mandacı kafaların uzlaşmacı ve teslimiyetçi anlayışıdır. Biz sabredip sustukça onlar milli benliğimize, cumhuriyetimize, topraklarımıza pervasızca saldırmaya devam ediyorlar! Bunları asla unutmamak gerekiyor!

Читайте на 123ru.net