OKULLAR BAŞLIYOR

Şuan hepimizin gündeminde okula hazırlık çalışmaları var. Okulların açılması doğal olarak toplumsal yaşamın birçok alanını etkiler ve şekillendirir. Burada öncelikli olan çocuklarımızın fiziksel, duygusal, zihinsel, sosyal olarak hazır olma durumları ve okula uyumlarıdır.Ayrıca bu sürecin hazırlayıcıları olan ebeveynlerin ,öğretmenlerin  ve okul yöneticilerinin de hazırbulunuşluluk düzeyleri bir o kadar önem taşıyor. İnsan yetiştirmek, verimli mutlu yeni başlangıçlar oluşturmak ekip işi. Ekibi güçlü tutmak ,geleceği güçlendirmektir. Bunun için ihtiyaç ve gerekliliklerin doğru tespit edilerek ona göre tedbirlerin alınması da ayrı bir mevzu tabi, ona başka zaman diliminde yer verelim sevgili okurlarım.

 Gel gelelim şimdi bizim çocuklara: Tabi en az olumsuzlukla her şeyin beklenen şekilde ilerliyor olması istenen bir durum. Malum 2 Eylül tarihi itibariyle oryantasyon haftası başladı. Anaokuluna ve 1. Sınıfa başlayacak olan  çocuklarımız annelerinin sıcak kucaklarından ayrılıp okul yolunu çoktan tuttular. Artık bir dış dünya gerçeğiyle karşı karşıyalar.İlk adımlarını attıkları bugünlerde bu minik elleri tutmak, onlar için güvenli, huzurlu, sevgi dolu bir dünya inşa etmek hepimizin görevi. Bu değerli özverili ve bol koşturmacalı yolda hepimize kolaylıklar diyelim o halde.

Ayrıca burada oryantasyon ile ilgili birkaç parantez açmam gerek.

Birinci Parantezim:

Oryante etmek, yani  adaptasyon sağlamak, rehberlik ederek uyum sürecini hızlandırmak  üzerinedir.Yalnız bu süreci sadece okul sınırları kapsayan bir süreç olarak algılamayalım. Burada  ev, aile iklimi ve ebeveynlerin yaklaşımları,genel alışkanlıklar, kurallar, sınırlar, sevgi saygı üzerine kurulmuş temeller,ailedeki roller, evde huzur ,zaman yönetimi,beslenme,sağlıklı ilşkiler,doğru iletişim şekilleri,stres ve kaygı yönetimi ,çocuğun teknolojik araçları kullanım zamanı ve sıklığı, çevresel faktörler vs bu süreci direkt etkileyen unsurlardır. Bunlar sadece bu süreci değil bir çocuğun  Eğitim Öğretim sürecinin tamamını da etkiler. Bunun için sağlıklı tüm süreçler için işbirliğinin öneminin altını tekrar tekrar çizmek istiyorum.

5. sınıf çocuklarımız da yukarıda belirttiğim  temel unsurlara dayalı olarak bu sürecin içinde yer alıyorlar; İlkokuldan ortaokul kademesine geçişleriyle beraber, gelişim dönemlerine uygun şekilde hazırlanmış olan müfredat ön bilgisini alacak, yeni arkadaşlar edinecek, her dersin öğretmeniyle tanışacak, okulların fiziki yapısını tanıyacaklar,bunlarla birlikte keyifli zaman geçirecekler. Ancak özellikle  bir günde 7-8 saat  internette kontrolsüzce gezinen 11-17 yaş aralığında  çocuğunuz varsa ve teknoloji bağımlısıysa bu süreçlerde hırçın davranışlar ortaya koyup,okulda adapte sorunu yaşaması kaçınılmaz bir durum haline gelecektir.Birçok uyumsuz davranışın altında yatan sebepler ,beklenmeyen ve kabul görmeyen davranışları da beraberinde getircektir. Ben bunu Görünmeyen Buz Dağı  metaforuyla isimlendiriyorum. Belki bu vurgum sadece bir tanesi, ancak en sinsilerinden biri olduğunu  rahatlıkla  söyleyebilirim.

 

 

 

İkinci Parantezimi de şöyle açıyorum;

Temel Eğitimde (İlkokul-ortaokul)ve Ortaöğretimde(Lise)tüm sınıflarda her çocuk ve ergen için uyum sürecinde bireysel farklılıklar ortaya çıkabilir. Oluşturulmuş ve çerçevelendirilmiş ortalama bir düzlem içindeki tüm bu farklılıklara zaman vermek, hoşgörülü olmak, anlamaya dönük yaklaşım sergilemek, güven oluşturmak ,ilerlemeye dönük etkileşim meydana getirmek, geliştirilebilir, sürdürülebilir bir eğitim yolculuğu için temel unsurlardır.Tüm bunların dikkate alınacağı konusunda kuşku duymayarak,yeni eğitim öğretim yılının ülkemize hayırlı uğurlu olmasını dilerim.

Dünyanın en kutsal mesleğini icra eden çok kıymetli öğretmenlerimize, en derin  sevgi ve saygılarımla

Esen Kalın…

Haftaya Görüşmek Üzere

Читайте на 123ru.net